Kronik Lenfositik Lösemi Hastalarında Hastalığın Evresi Ve Kemik İliğindeki Makrofaj Hücrelerinin Değerlendirilmesi


Tezin Türü: Tıpta Uzmanlık

Tezin Yürütüldüğü Kurum: Gazi Üniversitesi, Türkiye

Tezin Onay Tarihi: 2017

Tezin Dili: Türkçe

Öğrenci: Ebru Berber Özen

Danışman: RAUF HAZNEDAR

Özet:

Bu çalışmada KLL hastalarında makrofaj hücreleri ile hastalık evresi arasındaki ilişkiyi değerlendirmek amacıyla 162 KLL tanılı hasta geriye dönük olarak incelendi. Hastaların demografik bilgileri, ilk başvuru anında çalışılmış olan tam kan sayımı, lenfosit sayısı, LDH düzeyi, β2 mikroglobulin ve immunglobulin düzeyleri, kappa-lambda hafif zincir düzeyleri kaydedildi. Fizik muayene bulguları ve eğer yapılmışsa görüntüleme yöntemleri ile saptanan organomegali ve lenfadenopatiler, hastaların performans statüleri ve B semptomu varlığı belirlendi ve kaydedildi. Hastaların evrelendirilmesi Rai ve Binet evrelendirme sistemlerine göre yapıldı (Bkz. Tablo 1 ve 2). NLC, doku ilişkili makrofajların lösemi hücreleri ile iletişim halinde olan ve yüksek CD 68 ve CD 163 eksprese eden hücre grubudur. Tümör mikroçevresinin, özellikle etkilenen NLC hücre grubunun KLL ilerlemesine etki ettiği düşünülmektedir. Bu ilişkiyi değerlendirmek amacıyla hastalara tanı için yapılmış olan kemik iliği biyopsi örneklerinin, patolojik ve immunhistokimyasal incelemeleri yapılarak CD68 ve CD163 hücre sayısı sonuçları kaydedildi. Hastaların %29,6 sı evre 0, %27,2 si evre I, %18,5 i evre II, %14,8 i evre III ve %9,9 u evre IV olarak saptandı . Ortalama CD68+ en yüksek değerleri evre IV hastalarında, en düşük değerler ise, evre 0 ve I grubunda saptandı. Aynı şekilde ortalama CD163+ düzeyi, evre IV hastalarında en yüksek saptanmış olup, en düşük değerler ise evre 0 ve I grubunda idi. CD 68+ ile CD 163+ arasında pozitif yönde güçlü korelasyon saptandı (r= 0,681; p<0,001). Diğer laboratuvar bulguları ile CD68+ ve CD163+ arasında ilişki saptanmadı. Hastalığın prognozu ile ilişkili olan Β2 mikroglobulin ortalaması ve LDH düzeyleri ortalaması da evre grupları arasında farklılık göstermedi. Sonuç olarak, KLL hastalığının evresi ile, malign KLL hücreleri ile mikroçevresel interaktif ilişkide bulunan KLL spesifik TAM hücreleri (NLC) arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki saptadık. Ancak hem evre, hem prognoz, hem survi, hem de tedavi direncinin birlikte araştırıldığı ve hasta sayısının daha fazla olduğu daha geniş serilerle daha kıymetli sonuçlara erişilebilir ve belki de NLC spesifik geliştirilebilecek tedavi modaliteleri ile hastalığın survisi, tedavi yanıtı ve prognozu üzerinde yüz güldürücü sonuçlar elde edilebilir.