Hematüri ile başvuran çocuk hastalarda etiyolojik dağılım ve izole mikroskopik hematüride uzun dönem izlem sonuçları


Tezin Türü: Tıpta Uzmanlık

Tezin Yürütüldüğü Kurum: Gazi Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Türkiye

Tezin Onay Tarihi: 2016

Öğrenci: NURDAN ÖZDEMİR

Danışman: SEVCAN AZİME BAKKALOĞLU EZGÜ

Özet:

Hematüri glomerül, böbrek tübülleri, interstisyum ve alt üriner sistemden kaynaklanabilen geniş bir hastalık spektrumunun bir belirtisi olarak karşımıza çıkabilir. Öykü ve fizik muayene tanıya ulaşabilmek, uygun tedaviyi belirlemek ve sonuçlarını izleyebilmek için yetersiz kalırken, laboratuvar tetkikleri, radyolojik görüntülemeler ve gerektiğinde böbrek biyopsi bulgularından yararlanılabilir. Polikliniğimize Ocak 2005 ve Aralık 2011 tarihleri arasında hematüri bulgusuyla yönlendirilen 236 hasta incelendiğinde, hematürinin en sık nedenini; yapılan çeşitli tetkiklere ve uzun dönem izleme rağmen herhangi bir etiyolojinin saptanamadığı ve uzun dönem prognozun iyi olduğu izole mikroskopik hematüri oluşturmuştur. İzole mikroskopik hematüriyi glomerüler hastalıklar ve renal vaskülitler izlerken, bu gruptaki en sık neden ise poststreptokoksik glomerülonefrit olarak belirlenmiştir. Hastalarımızın %20'sinde anne ve baba arasında akrabalık saptanıp yakın ve daha uzak tüm akrabalarda en sık saptanan hastalığın taş ve hiperkalsiüri olduğu görülmüştür. Hematüri süresi ve hematüri şiddeti ile nihai tanı arasında ilişki gösterilememiştir. Asemptomatik mikroskopik hematürili hastaların %67,9'unda aşikar mikroskopik hematüri, %22,5'unda silme eritrosit saptanmıştır. Hematüri süresi, izole mikroskopik hematüri nedeniyle takip edilen hastaların %86'sinda, glomerüler hastalık/renal vaskülit tanısı olan hastaların %87'sinde üç aydan kısa sürmüştür. Glomerüler hematürisi olan olgularda hematüri şiddetinden çok eşlik eden proteinürinin ve glomerül filtrasyon hızının izlenmesinin gerektiği düşünülmüştür. Hematüri saptanan olgularda istenecek tetkiklerin öykü ve fizik muayeneden sonra belirli bir panel şeklinde değil, her hasta için özel olarak belirlenmesi gereklidir. İlk incelemelerinde hastalık seyri ve prognozunun iyi olacağı öngörülen olgularda gereksiz tetkiklerden kaçınıp, yakın izlem ile uzun dönem bulguların takibi dikkatli bir şekilde yapılmalıdır.