Çocuklarda hepatit B seroprevalansı ve rutin hepatit B aşılama programının etkinliği


Tezin Türü: Tıpta Uzmanlık

Tezin Yürütüldüğü Kurum: Gazi Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Türkiye

Tezin Onay Tarihi: 2012

Öğrenci: HÜLYA DURAN

Danışman: IŞIL FİDAN

Özet:

Giriş ve Amaç: Hepatit B virusu karaciğerde kronik hasar meydana getiren ve kronik taşıyıcılığa neden olabilen bir virustur. Enfeksiyonun kronikleşmesinde özellikle enfeksiyonun alındığı yaş büyük önem taşımaktadır. Yenidoğan döneminde etkenle karşılaşılması %80-90 gibi yüksek oranda kronikleşmeye neden olmakta, ayrıca enfeksiyonun yayılmasında ve topluma bulaşta önemli bir sağlık problemi olmaktadır. Bu nedenle yenidoğan ve çocukluk döneminde hepatit B enfeksiyonunun önlenmesi gerekmektedir. Bu açıdan hepatit B aşısı büyük önem taşımaktadır çünkü çocuklarda enfeksiyonu önlemede en etkili yöntem aşılamadır. Bundan dolayı Sağlık Bakanlığımız 1998 yılından itibaren hepatit B aşısının tüm yenidoğanlara rutin olarak uygulanmasına karar vermiştir. Bu çalışmanın amacı; ülkemizde hepatit B aşılama programı rutin uygulanmaya başladıktan sonraki dönemde hepatit B seroprevelansını saptayarak aşılama programından önceki dönemle karşılaştırmak ve böylece rutin hepatit B aşılama programının etkinliğini göstermektir. Materyal ve Metod: Çalışmaya Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Merkez İmmünoloji Laboratuvarına Ocak 2009-Ocak 2010 tarihleri arasında başvuran, tüm hepatit B serolojik markırları (HBsAg, AntiHBs, HBeAg, AntiHBe, AntiHBc IgM ve AntiHBc total) istenmiş 0-18 yaş arası 461 çocuk hastaya ait serum örnekleri dahil edildi. Hepatit B aşısı rutin programa dahil edilmeden önce doğan (1992-1997) 198 çocuk kontrol grubu, sonra doğan (1998 ve sonrası) 263 çocuk ise çalışma grubu olarak değerlendirildi. Bu iki grupta hepatit B seroprevelansı değerlendirildi ve birbiri ile karşılaştırıldı. Bulgular: Çalışmaya 169 kadın, 292 erkek olmak üzere 461 hasta dahil edildi. 461 hastanın yaş ortalaması 9,94±5,08 yıl idi. Aşı rutin programa dahil edilmeden önce doğan çocuklarda HBsAg seropozitifliği ve taşıyıcılık oranı %14,3 iken rutin programa dahil edildikten sonra doğan çocuklarda bu oran %2,7 olarak bulundu ve istatistiksel olarak anlamlı kabul edildi (p<0,05). Aşı rutin programa dahil edilmeden önce doğan çocuklarda virusla karşılaşma oranı %18,3 iken rutin programa dahil edildikten sonra doğan çocuklarda bu oran %5,7 olarak bulundu ve istatistiksel olarak anlamlı kabul edildi (p<0,05). Aşı rutin programa dahil edilmeden önce doğan çocuklarda aşılanma oranı %62,4 iken rutin programa dahil edildikten sonra doğan çocuklarda bu oran %74,1 olarak bulundu ve istatistiksel olarak anlamlı kabul edildi (p<0,05). Aşı rutin programa dahil edilmeden önce doğan çocuklarda geçirilmiş enfeksiyona bağlı bağışıklık oranı %4,5 iken rutin programa dahil edildikten sonra doğan çocuklarda bu oran %3 olarak bulundu. Aşının rutin programa dahil edilmesiyle geçirilmiş enfeksiyon arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki bulunmadı (p>0,05). Aşı rutin programa dahil edilmeden önce doğan çocuklarda virusla karşılaşmamış aşısız çocuk oranı %17,7 iken rutin programa dahil edildikten sonra doğan çocuklarda bu oran %19,8 olarak bulundu. Aşının rutin programa dahil edilmesiyle virusla karşılaşmamış aşısız çocuk oranı arasında istatistiksel olarak anlamlı fark bulunmadı (p>0,05). Sonuç: Çocuklara yapılan rutin hepatit B aşılama programının etkili olduğu ve aşı rutin programa dahil edilmeden önce de ailelerin çocuklarına hepatit B aşısı yaptırdığı saptandı. HBV enfeksiyonunun olumsuz etkilerinden gelecek nesilleri korumak açısından aşılama programına halkımızı bilinçlendirerek etkili şekilde devam edilmesinin gerekli olduğu gösterildi.