Tezin Türü: Yüksek Lisans
Tezin Yürütüldüğü Kurum: Gazi Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Türkiye
Tezin Onay Tarihi: 2018
Öğrenci: HATİCE TÜRKOĞLU
Danışman: ÖZLEM SAĞIROĞLU
Özet:Tüm dünyada olduğu gibi Anadolu'da var olmuş bulunan tüm medeniyetler; iklim, bitki örtüsü gibi özellikler yanı sıra yaşamın devamını sağlayacak olan suyun varlığını, yerleşim bölgesi seçiminde en önemli kriterler arasında görmüş; medeniyetlerini su kenarlarında kurmuşlardır. Ülkemizde de neolitik dönemden başlamak üzere her çağ ve dönemde, özellikle deniz kıyısında kurulmuş medeniyetler mevcuttur. Bu medeniyetlerin izlerini günümüzde halen daha takip etmek mümkündür. Bu bağlamda Ege Denizi ve Akdeniz kıyıları oldukça yoğun kentsel ve arkeolojik sit alanlarının bir arada bulunduğu bölgeler olup, pek çok koruma altında kıyı yerleşimine sahip olmakla önem kazanmaktadır. Kentsel sit alanları ve kıyı alanlarının çakıştığı bu bölgelerde kıyı alanlarını korumaya yönelik özel bir kanun olan Kıyı Kanunu ve Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu gibi iki güçlü koruma yasası bir arada yürümektedir. Fakat iki önemli kanunun çeliştiği veya birbirine referans vermediği noktalarda, merkezi ve yerel idarelerin arasında kalan durumlar oluşmakta, bu durumlar farklı amaçlar doğrultusunda gerçekleştirilen imar uygulamalarına sebep olmakta; sonuçta ise Sit alanları zarar görmektedir. Ayrıca hızlı kentleşmenin yanı sıra, kitle turizminin de etkisi ile kıyı bölgelerine artan talep; çeşitli fiziksel- işlevsel değişim ve dönüşümler, sit alanlarının korunmasını zorlaştırmaktadır. Koruma kapsamında kıyı kanunu ve koruma mevzuatının ise çeşitli çelişkileri olması, bu korunma durumunu zaman zaman sekteye uğratan bir diğer problem olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu tez çalışması kapsamında örnek alan olarak seçilen Antalya Kaleiçi Kentsel Sit Alanında yapılan inceleme ve değerlendirmeler neticesinde Kıyı Kanunu doğrultusunda kıyı ve sahil şeridinde yapılan imar uygulamalarının kentsel koruma alanlarına etkisi; yasal, mekânsal ve sosyal bağlamda incelenmiş ve tespit edilen sorunlara yönelik çözüm önerileri oluşturulmuştur.