Yardımcı üreme tekniklerinin neonatal mortalite ve morbidite üzerine etkisi


Tezin Türü: Tıpta Uzmanlık

Tezin Yürütüldüğü Kurum: Gazi Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Türkiye

Tezin Onay Tarihi: 2012

Öğrenci: ÖZLEM TIRHIŞ

Danışman: ESİN KOÇ

Özet:

Çalışmamızda 2005-2012 yılları arasında Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde yardımcı üreme tekniği ile gerçekleşen 358 bebek, kontrol grubu olarak da YÜT kullanılmadan spontan olarak gerçekleşen 284 bebek neonatal mortalite ve morbidite açısından karşılaştırılmıştır. Ayrıca çoğul gebelikler ve tekil gebelikler de kendi arasında karşılaştırılmıştır. Çalışmamızda YÜT kullanılarak meydana gelen bebeklerdeki neonatal morbidite kontrol grubu olan spontan gebelikler sonucu meydana gelen bebeklere göre anlamlı şekilde yüksek çıkmıştır. Morbiditenin daha yüksek olduğu alanlar solunum sistemi problemleri, gastrointestinal problemler ve sepsis olarak saptanmıştır. Neonatal mortalite oranı kontrol grubuna göre daha yüksek bulunmamıştır (YÜT grubunda %1,02 spontan grupta %3,60). Toplam konjenital anomali oranı kontrol grubuna göre daha yüksek bulunmamakla birlikte alt grup analizinde ürogenital ve gastrointestinal sistem anomalilerinin YÜT grubunda kontrol grubuna göre daha yüksek bulunduğu görülmüştür. Çalışmamızda prenatal/antenatal morbidite oranları da YÜT grubunda kontrol grubuna göre daha yüksek bulunmuştur. Sonuç olarak hem prenatal hem de neonatal dönemde YÜT gebelikleri ve bu gebeliklerden olan bebekler biraz daha problemli, daha çok hastaneye yatırılarak izlenmek zorunda kalınan ve hastane yatış süreleri daha uzun olan gebelikler ve bebekler olarak olarak karşımıza çıkmıştır. Yardımcı üreme tekniği grubundaki morbiditenin daha yüksek oluşu YÜT grubundaki çoğul gebelik oranının (YÜT %66,48 Spontan %13,83) ve buna bağlı olarak prematürite (YÜT %56,1 Spontan %25,3) ve DDA (YÜT %45,2 Spontan %34,5) oranlarının yüksek oluşuna bağlanmıştır. Literatürde yapılan çalışmaların da büyük çoğunluğunda YÜT gebeliklerinin neonatal mortalite ve morbiditesi spontan gebelik grubuna göre yüksek bulunmuştur. Bu çalışmaların bir kısmında YÜT kullanılarak meydana gelen tekil bebeklerin neonatal mortalite ve morbiditesinin de spontan gebeliklerle göre fazla olduğu bildirilmişse de yayınların daha büyük bir kısmında YÜT gebeliklerinin neonatal mortalite ve morbiditesinin yüksek oluşu çoğul gebeliklerin fazla oluşuna bağlanmıştır. Anne ve babanın ileri yaşı, infertiliteyle paralel kromozomal problemleri, YÜT yöntemleri sırasında yapılan işlemlerinin embriyoya olası zararları, hangi yöntemin daha güvenilir olduğu (ICSI-IVF) konularındaki tartışmalar devam etmekle birlikte tek embriyo transferinin (single embriyo transfer=SET) yaygınlaştığı merkezlerden yapılan son yayınlarda mortalite ve morbidite oranı çok daha düşük bildirilmektedir. Biz de çoğul gebelik sayısında azalma sağlanması durumunda YÜT gebeliklerindeki morbiditenin azalacağını düşünmekteyiz. Her iki gruptaki tekil gebelikleri karşılaştıran geniş serili çalışmaların sayısının artmasının neonatal mortalite ve morbidite hakkında daha fazla fikir vereceğini düşünmekteyiz.