Testis iskemi reperfüzyon modelinde biyokimyasal parametrelerin değerlendirilmesi


Tezin Türü: Yüksek Lisans

Tezin Yürütüldüğü Kurum: Gazi Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Türkiye

Tezin Onay Tarihi: 2012

Öğrenci: GÖKÇEN KOLSAL

Danışman: NESLİHAN BUKAN

Özet:

Klinik ve deneysel çalışmalar göstermiştir ki testis torsiyonu, testiste dolaşım bozukluğuna neden olan, müdahalesinin geç yapılması veya yapılmaması halinde organın kaybına yol açabilen bir klinik tablodur. Genellikle cerrahi müdahalenin torsiyon meydana geldikten 6- 10 saat sonrasında yapılması geri dönüşümsüz hasara yol açtığı kabul edilir. Bu çalışmanın amacı cerrahi müdahalesi yapılmamış testis torsiyonunun farklı sürelerinde serum testiküler hormon düzeylerini tespit etmektir. Testiküler hormon düzeyleri ile senkronize testis hasarının arasındaki ilişkinin değerlendirilmesi sonrası tespit edilebilecek herhangi bir korelasyonun klinisyene cerrahi müdahale öncesi testisin canlılığını öngörmek ve uygulanacak cerrahi prosedürü seçmek konusunda yardımcı olabileceği düşünülmüştür. Bu çalışmada 36 adet prepubertal Wistar- Albino erkek rat kullanılmış ve ilk 6 rat kontrol grubu ( 1. Grup ) olarak kullanılmıştır. Diğer ratlar 6 şar lı 5 gruba ayrılarak ratlarda skrotal kesiyi takiben sol testiste 720 derecelik saat yönünde torsiyon uygulanmış, takiben testis skrotuma fikse edilerek her gruptaki ratlar farklı sürelerde beklenmiş ve sırasıyla 2- 4- 6- 8- 24 saatlik torsiyonlar (sırasıyla 2. 3. 4. 5. ve 6. gruplar) uygulanmıştır. Tüm ratlardan intrakardiak kan aspirasyonu yapılmış, kanların serumları ayrılarak bu serumlarda, seks hormonu bağlayıcı globulin, transferrin ve testosteron düzeyleri çalışılmıştır. Deney sonunda Transferrin düzeylerinde gruplar arasında istatistiksel bir fark bulunmazken, torsiyondan sonraki 4. ve 24.saatteki SHBG düzeylerinde anlamlı bir fark olduğu ve SHBG düzeylerinin düştüğü izlenmiştir. ( p<0.05 ) Testosteron düzeyleri ise 2, 3, 4 ve 5. gruplarda kontrol grubu ile karşılaştırıldığında anlamlı bir hormonal düşüş mevcuttur. 6. Grupta ise testosteron düzeylerinin tekrar yükseldiği saptanmıştır. Bu bulgular ışığında, spermatogenezin devamlılığı için şart olan Sertoli hücre bütünlüğünün erken evre testis torsiyonunda bozulmadığı ve spermatogenezin torsiyona rağmen devam etme potansiyeline sahip olabildiği söylenebilir. Ancak spermatogenez için olmazsa olmaz bir hormon olan testosteron eksikliği çevresel şartlar uygun olsa da spermatogenezi sekteye uğratmakta ve hasarlanma torsiyon süresinin uzaması ile kalıcı hale gelmektedir.