Günümüzde ortak barınma tartışmaları: Cohousing deneyimi


Tezin Türü: Yüksek Lisans

Tezin Yürütüldüğü Kurum: Gazi Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Türkiye

Tezin Onay Tarihi: 2020

Tezin Dili: Türkçe

Öğrenci: ELİF SUCU GARİPBAŞ

Danışman: ESİN BOYACIOĞLU

Özet:

Birlikte barınma biçimleri bazı sosyal ve ekonomik sorunları çözmek üzere geliştirilmiş bir barınma pratiği olarak karşımıza çıkar. 18. yüzyılda köyden kente göç ve sanayileşmeyle birlikte zorlu çalışma ve barınma koşullarına yönelik olarak sosyalist ütopistler kente ve sosyal yaşama dair bazı öneriler geliştirmişlerdir. Dönemin sosyal ve kentsel problemlerine çözüm olarak birlikte barınma ve ortak alan paylaşımına önem veren bu tür barınma tipleri önerileri, 20. yüzyılda farklı biçimlerde karşımıza çıkmaktadır. Son yıllarda ise birlikte yaşam kavramına önem veren farklı bir yaklaşım olarak Cohousing oluşumlarını görmekteyiz. Birlikte barınma amacı ile alternatif bir yaşam biçimi oluşturmak isteyen Cohousingler de deneysel olarak varlık gösteren, döneminde sosyolojik ve mekânsal problemlere çözümler arayan, bulunduğu kentin de değişip dönüşmesini sağlayan ütopist yaklaşımlara benzer bir şekilde, kent yaşamının getirdiği zorlu durumlara çözümler aramaktadır. Ortaya çıkış nedenleri komşuluk ilişkilerini geliştirmek, gündelik yaşamın bazı eylemlerini birlikte kurgulayarak daha çok birlikte zaman geçirmek ve para tasarrufu sağlamak, çocukların daha güvenli bir ortamda büyümesini sağlamak, yaşamı ortak alanlar yaratıp paylaşım ve dayanışma içerisinde yürütmek ve daha sosyal bir hale getirmektir. Burada önemli olan birlikte kurgulanan bu yaşam biçiminin tamamıyla gönüllülük bazında oluşmasıdır. Ayrıca kullanıcının inisiyatif kullanabilmesi ve tasarımda katılımcı rol oynaması açısından da önem taşımaktadır. Cohousingler programatik olarak, her ailenin kendi evi yani özel yaşam alanı, isteğe bağlı yemeklerin dönüşümlü olarak hazırlanıp yenilebildiği ortak mutfak ve yemek alanı, her topluluğun kendi ihtiyacına göre aktivite yapabileceği ortak mekânları içermesi açısından farklı bir barınma biçimidir. Kırsalda ya da kent içinde olabildiği gibi; müstakil ya da yüksek katlı da tasarlanabilmektedir. Her ülkede Cohousing oluşumlarında farklı yaşam şekilleri ve konut politikaları neticesinde farklı uygulamalara rastlanılmaktadır. Cohousinglerin kente ve içinde barınan insanlara kattığı önemli nitelikler vardır. Bunlar; komşuluk ve kentsel etkileşim, sosyal dayanışma, saygı, hoşgörü ve yardımlaşma odaklı bir yaşam, düşük maliyet ve uzun vadede ödenebilirlik, yeşil alanlar, ekolojik yatırım, deneysel çözümler, katılımcı tasarım ve her topluluğun yapısına uygun konut başlıkları ile özetlenebilir. Cohousing yapılarının kent yaşamına da önemli katkılar sağlaması beklenmelidir. Ortak mekân kullanımı, birlikte vakit geçirerek yapılan aktiviteler de diğer komşu yapılardan da katılım beklenebilir. Bu bağlamda bulunduğumuz çağın insanları bireysellik ve yalnızlık kavramlarıyla yüzleştirmesi neticesinde saygı, paylaşım ve dayanışma ortamı içinde birlikte ve bireysel olanın dengesi, topluluğun özgün yapısına göre uyarlanarak yaşam alanları oluşturulmaktadır. Bu çalışmada Cohousing yapılarının mimari, sosyal ve kentsel ilişki açısından gelişimlerini incelemek amacıyla Cohousing yapılarında yapılan gözlemler, fotoğraf çekimleri ile mimarlarla ve Cohousing yapılarında yaşayan insanlarla görüşmeler yapılmış ve literatür taraması ile birlikte Cohousing deneyimi araştırılmıştır.