İngilizce'nin Yabancı Dil Olarak Öğretimi Bağlamında Öğrencilerin Başarısızlık Atıfları ve Üstbilişsel Farkındalıkları Arasındaki İlişki


Tezin Türü: Yüksek Lisans

Tezin Yürütüldüğü Kurum: Gazi Üniversitesi, Türkiye

Tezin Onay Tarihi: 2018

Tezin Dili: İngilizce

Öğrenci: Özlem Güneş

Danışman: KEMAL SİNAN ÖZMEN

Özet:

İngilizceyi yabancı dil olarak öğrenen Türk öğrencilerinin devlet okullarında seneler boyunca verilen dil eğitimine rağmen dil yeterliliklerini geliştirmek konusunda zorlandıkları belirlenmiştir. Başarısızlıklarına anlam vermeye çalışan öğrencilerin ise başarı atıflarında bulundukları görülmektedir. Başarı atıfları öğrencinin başarı beklentisi, devamlılık, his ve motivasyonunu belirlediği için eğitim süreci içerisinde önemli yer tutmaktadır. Dil öğrenim sürecini etkileyen ve başarıyı tetikleyen bir diğer etken üstbilişsel farkındalık düzeyidir. Söz konusu vaka çalışması devlet okullarında İngilizce öğrenen 218 Türk lise öğrencisi ile yabancı dil öğrencilerinin başarısızlık atıflarını, üstbilişsel farkındalık düzeylerini ve bu iki etken arasındaki ilişkiyi belirlemek amacıyla yürütülmüştür. Karma yöntem araştırması kapsamında Schraw ve Dennison'un (1994) oluşturduğu Üstbilişsel Farkındalık Envanteri ve Lefcourt, Von Bayer, Ware ve Cox (1979) tarafından geliştirilen Çok Boyutlu Nedensel Yükleme Ölçeği Türkçeye uyarlandıktan sonra uygulanmıştır. Ayrıca incelenen vaka içerisinden belirlenen 24 öğrenci ile Türk devlet okullarında verilen İngilizce öğretimi hakkında yarı-yapılandırılmış görüşmeler gerçekleştirilmiştir. Verilerin analizinde tek-yönlü ANOVA, t-testi ve Pearson korelasyon testinin yanı sıra, betimsel istatistiklerden faydalanılmıştır. Elde edilen sonuçlar doğrultusunda Türk öğrencilerinin üstbilişsel farkındalık düzeylerinin yüksek olduğu ve dil öğrenimindeki başarısızlıklarını geleneksel öğretim yöntemleri ve İngilizcenin Türkiye'deki kısıtlı kullanım alanından kaynaklanan motivasyon eksikliğinin doğurduğu emek sarf etmeme eğilimiyle açıkladıkları belirlenmiştir. Üstbilişsel farkındalık düzeyleri ve başarı atıfları arasında ters orantılı zayıf bir ilişki gözlemlenmiştir.