Tezin Türü: Tıpta Uzmanlık
Tezin Yürütüldüğü Kurum: Gazi Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Türkiye
Tezin Onay Tarihi: 2013
Öğrenci: PINAR TELLİ
Danışman: NURAY BOZKURT
Özet:Son 20 yıldır aile kurmaya karar veren kadınların yaşları yükselmekte, böylece asiste reprodüktif terapi yardımı alan kadın yaşı ve 35 yaşın üstünde tedavi ihtiyacı olan kadın sayısı artmaktadır. Kontrollü ovaryen hiperstimülasyonda amaç, sağlıklı bir kadının her ay yaşadığı tek bir dominant follikül seçiminin aksine, gonadotropinlerle çok sayıda büyüyegelen follikül elde etmektir. GnRH agonist/antagonist kullanılarak pitüiter gonadotropin salınımı inhibe edilip, folliküler gelişim eksojen gonadotropinlerle sağlanarak siklus kontrolü ele geçirilir. Otuzbeş yaştan sonra follikül kaybındaki hızlı artış, oosit kalitesindeki düşüş, reprodüktif yaşlanma ve beraberinde kontrollü ovaryen hiperstimülasyona zayıf cevabı getirir. Çalışmamızda, retrospektif olarak Gazi Üniversitesi Tüp Bebek Merkezinde 2004-2012 yılları arasında tedavi görmüş, 35 yaş üstü, ilk siklus in-vitro fertilizasyon tedavisi alan, FSH düzeyi <10 IU/L olan ve herhangi bir endokrinolojik ek hastalığı olmayan hastaların uzun protokol, antagonist protokol ve mikrodoz flare-up protokollerle ovaryen hiperstimülasyona verdikleri cevap; klinik gebelik ve canlı doğum oranları incelenmiştir. 35 yaş üstü hastalarda ilk gelişte en etkin tedavi protokolü bulunmaya çalışılmıştır. Hasta dağılımına bakıldığında uzun protokol alanların daha genç ve antral follikül sayılarının daha fazla olduğu görülmüştür. Elde edilen olgun follikül sayısı, embriyo sayısı, hCG günü östradiol seviyesi, endometrium kalınlığı, klinik gebelik ve canlı doğum oranları da diğer protokollerden daha yüksek saptanmıştır. Antagonist protokolün, gebelik oranı ve canlı doğum oranları açasından sonuçları uzun protokole benzer ve mikrodoz flare-up protokolden daha olumlu izlenmiştir. Total gonadotropin miktarı ve stimülasyon süresi göz önüne alındığında da mikrodoz protokolden daha avantajlı olduğu tespit edilmiştir. İleri istatistiksel analizde uygulanan tedavi protokolleri arasında gebeliği elde etmek üzerine, bir fark saptanmamıştır. Gebelik üzerine direkt etkisinin olduğu saptanan faktörler; antral follikül sayısı, yaş, toplanan oosit sayısı ve hCG günü endometrium kalınlığıdır. Bu faktörleri olumlu etkileyen uzun protokolü daha genç, antral follikül sayısı fazla hastalarda tercih edebilirken, ileri yaştaki antral follikül sayısı düşük hastalarda daha kısa stimülasyon günü, daha az gonadotropin miktarı ile antagonist protokolü tercih edebiliriz. Bu bulgular ıığında her olgu için en yüksek başarının elde edilebileceği, bireysel özellikler, over rezervi, endokrinolojik tablo ve yaş gibi kritik faktörlerin göz önüne alınacağı, kontrollü ovaryen hiperstimülasyon protokolü seçimi önerilebilir.