Tezin Türü: Doktora
Tezin Yürütüldüğü Kurum: Gazi Üniversitesi, Türkiye
Tezin Onay Tarihi: 2015
Tezin Dili: Türkçe
Öğrenci: Ayşe Başak Engin
Danışman: RESUL KARAKUŞ
Özet:Dopaminerjik nöronlarda yüksek glukoza maruziyet ve insülin direnci nedeni ile meydana gelen ilerleyici nöron hasarında N-metil-d-aspartat (NMDA) reseptör ve nöronal nitrik oksit sentaz aracılı oksidatif stresin azaltılmasının nöron ölümünü önleyip önlemediği bilinmemektedir. Bu çalışmanın amacı, Uluslararası Diyabet Federasyonu ölçütlerine göre yüksek glukoza maruz kalan dopaminerjik nöronlarda glukotoksisite ve insülin direnci ile ortaya çıkan oksidatif stresin sonuçlarını incelemektir. Bu bağlamda nöronal mitokondrial disfonksiyona ve bunun kompleman sistemine yansımasına, NMDA reseptör blokajı ve nöronal nitrik oksit sentaz inhibisyonunun etkileri araştırılmıştır. Bu çalışmada SH-SY5Y insan nöroblastoma dopaminerjik hücreleri 150, 200, 250mg/dL glukoz bulunan ortamda insülin, NMDA reseptör antagonisti; kinürenik asit ve nöronal nitrik oksit sentaz inhibitörü; Nω-nitro-L-arginin metilester (L-NAME) e maruz bırakılmıştır. İki hücre siklusunda oksidatif stres, total mitokondrial metabolik aktivite/hücre canlılığı (MTT), nitrik oksit, glukoz transporter 3 (GLUT3), kompleman bileşeni 1q (C1q) ve kompleman düzenleyici protein 59 (CD59) ölçülmüştür. Yüksek glukoza maruz kalan nöronlarda glukoz transportunun iki kat arttığı, ikinci hücre siklusunda hücre canlılığında azalmanın, oksidatif stres ve mitokondrial fonksiyon kaybı ile birlikte olduğu, insülin direncinin mitokondrial disfonksiyon ve nöron ölümünü hızlandırdığı tespit edilmiştir. Yüksek glukozla NMDA reseptör-aracılı olarak meydana gelen reaktif nitrojen radikallerine dayalı oksidatif streste, SH-SY5Y hücreleri tarafından sentezlenen C1q nun doğrudan katkısı olduğu, C1q ve CD59 konsantrasyonlarındaki değişikliğin nitrik oksit düzeyleri ile ilişkili olduğu anlaşılmıştır. Elde edilen sonuçlar endojen bir NMDA reseptör antagonisti olan kinürenik asitin oksidatif stresin ve mitokondrial disfonksiyonun azaltılması, insülin direncinin düzeltilmesinde LNAME e göre daha başarılı olduğu tespit edilmiştir.