İn Situ Ve İnvaziv Duktal Meme Karsinomlarinda Tümörü İnfiltre Eden Lenfositlerde İmmün Kontrol Noktasi İnhibitörlerinin (Pd-1, Tim-3, Lag-3 Ve Tigit) Ekspresyonu Ve Prognostik Faktörler İle İlişkisi


Tezin Türü: Tıpta Uzmanlık

Tezin Yürütüldüğü Kurum: Gazi Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Türkiye

Tezin Onay Tarihi: 2020

Tezin Dili: Türkçe

Öğrenci: Dr. Elif ACAR

Danışman: AYŞE DURSUN

Özet:

Meme kanseri kadınlarda görülen en sık kanser olup dünyada sıklığı giderek artmaktadır. Son yıllarda inflamatuar yanıtın belirgin olarak eşlik ettiği meme kanserlerinin tedavisinde immünoterapi önemli bir seçenek olarak öne çıkmıştır. Bu konuda tümörü infiltre eden lenfositler (TİL) ve TİL üzerindeki immün kontrol noktası reseptörlerinin ekspresyonları önem kazanmıştır. Çalışmamızda 312 invaziv, 68 in situ meme kanserinde stromal TİL oranı ve tersiyer lenfoid yapılanma belirlenmiştir. İmmünhistokimyasal çalışma ile intratümöral ve stromal TİL üzerindeki PD-1, LAG-3 ve TİM-3 ekspresyonları araştırılmıştır. İnvaziv meme karsinomlarında stromal TİL'in lenf nodu metastazı (p=0,040), HR ve HER2 ekspresyonu (p=0,001) ve bazal benzeri fenotip (p<0,001) ile ilişkili olduğu saptanmıştır. Tersiyer lenfoid yapılanma varlığı neoadjuvan tedavi (p=0,025), nüks (p=0,043), ölüm (p=0,009) ve HR ve HER2 ekspresyonu (p=0,019) ile ilişkili olduğu belirlenmiştir. PD-1, LAG-3 ve TİM-3 ekspresyonlarının tanı, moleküler sınıflama, stromal TİL oranı ve tersiyer lenfoid yapılanma ile ilişkili olduğu saptanmıştır. Çok değişkenli analizlerde yüksek stromal TİL'in ve intratümöral TİL'deki PD-1 ekspresyonunun genel sağkalım ve hastalıksız sağkalım açısından bağımsız prognostik faktörler olduğu saptanmıştır. LAG-3 ve TİM-3 ekspresyonları sağkalım açısından istatistiksel olarak anlamlı bulunmazken bu reseptörlerin yüksek ekspresyonu bulunan olgular daha uzun sağkalıma sahip olma eğilimindedir. İn situ meme tümörlerinde ise stromal TİL'in HER2 pozitifliği ve yüksek nükleer derece ile ilişkili olduğu saptanmıştır. Meme kanserinde TİL'in ve immün kontrol noktası reseptör ekspresyonlarının değerlendirilmesi, immünoterapi temelli terapötik yaklaşımların planlanması açısından giderek önem kazanmaktadır.