Tezin Türü: Doktora
Tezin Yürütüldüğü Kurum: Gazi Üniversitesi, Türkiye
Tezin Onay Tarihi: 2015
Tezin Dili: Türkçe
Öğrenci: Mustafa Gümüşok
Danışman: CEMİLE ÖZLEM ÜÇOK
Özet:Günümüzde dental implantlar son derece yaygınlaşmış olup, oral rehabilitasyonda rutin olarak kullanılmaktadır. Buna karşılık hemorajik, nörosensör bozukluklar gibi hasta ve hekim açısından sıkıntılı olabilecek bir takım komplikasyonları da beraberinde getirmektedir. Bu komplikasyonların önlenmesinde, implant öncesinde anatomik yapıların lokalizasyonlarının ve varyasyonlarının uygun radyolojik görüntüleme yöntemleri ile belirlenmesi, buna göre planlama yapılması temel esaslardandır. Mandibulanın interforaminal bölgesi uzun yıllar boyunca güvenli bölge olarak düşünülmüştür. Ancak bu bölge insiziv kanal, lingualforamen ve vasküler kanalları, lingual arter, submental arter, milohiyoid arter gibi komplikasyonlara açık, önemli anatomik yapılara sahiptir. Bu bölgede uygulanacak implant uygulaması gibi cerrahi işlemler sırasında lingual korteks perforasyonu, sublingual arter, veya submental arter yaralanmalarına bağlı olarak ağız tabanında şiddetli kanamalar oluşabilir. İmplant uygulaması sonrasında görülebilecek hematomların dili yukarı kaldırıp, solunum yolunu tıkayarak, yaşam tehdit edici sonuçlar doğurabileceği rapor edilmiştir. Bu tez çalışmasında, Türk toplumuna ait mandibula konik ışınlı bilgisayarlı tomografi görüntüleri üzerinde, mandibula simfizis bölgesi lingual yüzeyinde lokalize lingual foramen ile vasküler kanallarının varlığının gösterilmesi, görülme sıklığı, lokalizasyonları, uzunluğu gibi anatomik özelliklerinin konik ışınlı bilgisayarlı tomografi yoluyla belirlenmesi, lingual vasküler kanalların insiziv kanal ile ilişkilerinin incelenerek literatüre kazandırılması amaçlanmaktadır. Çalışma için 463 hastaya ait mandibula konik ışınlı bilgisayarlı tomografi görüntüleri retrospektif olarak incelendi. Çalışmamızda diğer araştırmacılara benzer olarak, değerlendirdiğimiz hastaların tümünde mandibula interforaminal bölgelerde genial tüberküllerin süperioru, inferioru veya laterallerine komşu olan en az bir MLF tesbit ettik. Mandibula orta hat bölgesinde % 98 oranında görülme sıklığında en az bir MLF belirlerken, orta hat bölgesinin sağında ve solunda olmak üzere, sağ-lMLF veya sol-lMLF olmak üzere % 54 oranında görülme sıklığı ile en az bir lMLF tesbit ettik. Mandibula orta hat bölgesinde izlenen MLF lerin bir ile dört arasında değiştiği belirlenirken, en sık %52 oranında iki adet olduğunu tespit ettik. sMLF, iMLF, sağ-lMLFve vasküler kanal uzunluklarının erkeklerde, kadınlara kıyasla daha fazla olduğu tespit edildi. Belirlenen lMLF'in en sık birinci premolar diş bölgesinde görüldüğü izlenmiştir. Tespit edilen bütünlMLF'lerin ancak % 46 oranında mandibular insiziv kanal ile anastomoz yaptığı saptandı. Bu sonuçlarla diğer popülasyonlarla ilgili çalışmaların sonuçları karşılaştırıldığında, bu varyasyonların Türk popülasyonu için nadir görülen durumlar olmadığı söylenebilir. Bu bulgular ışığında, interforaminal bölgede uygulanacak cerrahi işlemler sırasında MLF ve vasküler kanallarının görüntülenmesi için, cerrahi işlemler öncesi interforaminal bölgenin konik ışınlı bilgisayarlı tomografi sistemleri ile görüntülenmesi önerilmektedir.