Tezin Türü: Doktora
Tezin Yürütüldüğü Kurum: Gazi Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Türkiye
Tezin Onay Tarihi: 2017
Öğrenci: ESHABİL ERDEM PAKSOY
Danışman: SABRİ ÇELİK
Özet:Bu araştırmanın amacı, çokkültürlülüğün yoğun olduğu bölgelerdeki okullarda öğretmenlerin, öğrencilerinin kültürel değerlerini eğitim öğretim sürecine nasıl kattıklarına ilişkin deneyimlerini sorgulamaktır. Araştırmada nitel araştırma türlerinden olgubilim (fenomenoloji) deseninden yararlanılmıştır. Kültürel farklılığı yoğun olan okullar ve kültürel farklılıklar konusunda deneyim sahibi öğretmenler kartopu örnekleme yoluyla seçilmiştir. Bu araştırmada veri üçgenlemesi yoluyla farklı veri kaynakları olan görüşme, gözlem ve doküman incelemesi kullanılmıştır. Veri toplama aracının kapsam geçerliliği 6 uzman görüşü alınarak sağlanmış, görüşme formunda yer alan soruların içerik ve anlatım açısından kontrolünü yapmak için araştırmada kullanılan örnekleme ölçütüne uyan 10 öğretmen ile odak grup çalışması yapılmıştır. Veriler şartlara uyan 8 farklı ilkokuldaki 15 öğretmenden elde edilmiştir. Araştırmanın iç geçerliliğini ve güvenirliğini artırmak için katılımcı denetimi yapılmıştır. Bu amaçla görüşme yapılan öğretmenlerin ses kayıtları metne aktarılmış ve aktarılan metinler ilgili kişilere gösterilmiş ve araştırmaya katılan öğretmenlerin dökümlerin doğruluğu ve düzeltmelerine ilişkin onayları alınmıştır. Elde edilen veriler deneyime odaklanması nedeniyle fenomenolojik analiz yöntemiyle incelenmiştir. Fenomenolojik analiz epoche (önyargılardan arınma), fenomenolojik indirgeme (paranteze alma), yaratıcı çeşitlilik, doku sentezi, yapı sentezi ve bütünleştirme süreçleri takip edilerek yapılmıştır. Analiz sonucunda kültürel değerlere duyarlı eğitimin 14 boyutunda, öğretmen deneyimlerine göre toplam 44 fenomen ortaya çıkarılmıştır. Araştırma bulgularına göre; genel olarak öğretmenlerin çokkültürlülük, çokkültürlü eğitim ve kültüre duyarlı eğitime ilişkin farkındalığı mevcuttur. Öğretmenler farklılıkları olan öğrencilere sınırlı ve yüzeysel ilgi göstermektedir. Öğrencilerinin beklentilerini bilmekte, ancak bu beklentilere cevap vermek için gerekli yeterliliğe sahip değillerdir. Öğretmenlerin dilsel çeşitliliğe önyargılı olmadıkları, ancak bu alanda öğretmenleri de aşan bir politika değişikliğine ihtiyaç olduğu anlaşılmıştır. Öğretmenler kültürün iletişim kalıplarını şekillendirmede etkilerinin farkında olup, bu konudaki yeterliliklerinin güçlendirilmesine ihtiyaç olduğu anlaşılmıştır. Ayrıca sınıf içi iletişimde kendi öğrencilerimizde geleneksel yargıların, mülteci öğrencilerde ise dini yargıların etkili olduğu anlaşılmıştır. Öğretmenlerin ders programlarının kültürel farklılığı yansıtmadığı durumlarda hikâyeleştirme, örneklendirme ve görsel hareketli materyalleri kullanarak somutlaştırma yaptıkları anlaşılmıştır. Öğretmenlerin kazanımların sağlanmasında rehberlik ettikleri, öğrenme yöntemlerini çeşitlendirdikleri, ölçmede somut ve görsel ağırlıkta değişkenleri kullanmış ve değerlendirmede ise öğrencilerin akademik seviyelerini göz önünde bulundurmuşlardır. Bazı öğretmenlerin çokkültürlü kitapları okudukları ancak riskli buldukları için öğrencilerine tavsiye etmedikleri anlaşılmıştır. Öğretmenlerin öğrencilerin kültürlerinin anlatım yapılarına ve hassasiyetlerine uydukları, ayrıca düşük statülü öğrencilerine karşı beklentilerini düşürüp daha temel konulara eğildikleri, öğrencilerinin yaşadıkları çevre hakkında bilgi sahibi oldukları, bazı öğretmenlerin ev ziyaretleriyle aile ve öğrenci hakkında bilgi edindikleri anlaşılmıştır. Öğretmenlerin öğrenme gelişimleri dikkate alınarak basit ve küçük adımlarla öğretimi başlatıp sürdürdükleri anlaşılmaktadır. Ancak az sayıda öğretmen öğrencilerin öğrenme geçmişlerine göre öğretimi aşamalı olarak sürdürmektedir. Öğretmenlerin öğrencilerinin öğrenmeye katılımlarını arttırmak için onların tanıdığı müziği ve yerel motifleri etkili biçimde kullandıkları, ancak müzik ve hareketi eğitimsel araç olarak ele almadıkları anlaşılmıştır. Öğretmenlerin öğrencilerin yaşanmışlıklarının resim ve müzik faaliyetlerine yansıdığını gözlemledikleri, bazı öğretmenlerin duygusal katılımı güçlendirmek için bu ögeleri kullandırdıkları gözlenmiştir. Ayrıca okullardaki genel faaliyetlerde ve resmi törenlerde bazı öğretmenlerin çabalarıyla mülteciler ve yerel unsurlar sınırlı da olsa kendine yer bulmuştur. Son olarak araştırma bulguları kapsamında farklı kesimlere öneriler sunulmuştur.