Baş Boyun Kanserlerinde Primer Dokuve Tedavi Sonrası Nüks/Refrakter Dokuda pd-lı ve Vista Ekspresyon Düzeyinin Karşılaştırılması


Tezin Türü: Tıpta Uzmanlık

Tezin Yürütüldüğü Kurum: Gazi Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Enstitüsü, İç Hatalıkları Anabilim Dalı, Türkiye

Tezin Onay Tarihi: 2021

Tezin Dili: Türkçe

Öğrenci: Görkem YAZICI ŞENER

Danışman: Ozan Yazıcı

Özet:

PD-L1 ve VISTA ekspresyonu baş boyun kanserleri dahil birçok tümörde gösterilmiştir. Normal dokularda otoimmünite, immün tolerans, immün eliminasyon, inflamasyon gelişiminde sorumlu olan bu moleküllerin tümöral dokuda immün sistemden kaçış, progresyon ve tedavi yanıtında rol oynadığı düşünülmektedir. Bu moleküller tedavi yanıtını öngörmede ve immün kontrol nokta inhibitörlerinin tedavide konumlandırılmasında potansiyel belirteç olarak görülmektedir. Bu çalışmada radyoterapi ve kemoradyoterapinin PD-L1 ve VISTA ekspresyonu üzerine etkilerinin araştırılması amaçlanmıştır.
Çalışmaya larinks, oral kavite ve hipofarinks kanseri ile takipli toplam 47 hasta dahil edildi. Çalışmada tanı anı primer biyopsi ile cerrahi olup adjuvan radyoterapi/kemoradyoterapi alan hastalarda nüks doku ya da definitif kemoradyoterapi alan hastalarda refrakter doku biyopsileri arasındaki PD-L1 ve VISTA ekspresyonları karşılaştırıldı. Biyopsi preparatları immünhistokimyasal olarak incelendi. PD-L1 ekspresyonu TPS ile VISTA ekspresyonu IC ile değerlendirildi.
Çalışmamızın sonuçlarında baş boyun kanserinde radyoterapi/ kemoradyoterapi ile PD-L1 ve VISTA ekspresyon düzeyinin değişmediği görüldü (PD-L1 p=0,542; VISTA p=0,425). İlk biyopsi PD-L1 ve VISTA ekspresyonu klinik lenf nodu pozitif hastalarda nod negatif hastalara göre istatistiksel olarak anlamlı yüksek bulundu (PD-L1 p=0,038; VISTA p=0,018). PD-L1 ve VISTA ekspresyonu arasında pozitif korelasyon bulundu (p<0,001; r=0,560). İlk biyopsi PD-L1 ve VISTA ekspresyonu ile hastalıksız sağkalım arasında anlamlı istatistiksel ilişki bulunmadı (PD-L1 p=0,568; VISTA p=0,842). İlk ve ikinci biyopsi PD-L1 ekspresyonu ile genel sağkalım arasında anlamlı ilişkili görülmedi (ilk biyopsi PD-L1 p=0,725; ikinci biyopsi PD-L1 p=0,443). İlk biyopsi VISTA ekspresyonu %1’in üzerinde olan hastaların genel sağkalımı %1’in altında olanlara göre anlamlı kısa olarak bulundu (p=0,048). İkinci biyopsi VISTA ekspresyonu ile genel sağkalım arasında anlamlı ilişki görülmedi (p=0,212).
Sonuç olarak radyoterapi veya kemoradyoterapi ile PD-L1 ve VISTA ekspresyonunun değişmediği gösterildi. Radyoterapi ve kemoterapinin oluşturduğu immün yanıtın net olarak ortaya konulması tedavide immünoterapinin konumlandırılmasında kritik önem taşımaktadır. PD-L1 ve VISTA ekspresyonunun tedavi ile ilişkisini değerlendiren daha geniş çaplı çalışmalara ihtiyaç duyulmaktadır.