Taşınmaz kültür mirasının sürdürülebilirliğinde alan tanımı ve farkındalığın önemi, taşkale kaya oyma ambarları örneği


Tezin Türü: Yüksek Lisans

Tezin Yürütüldüğü Kurum: Gazi Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Türkiye

Tezin Onay Tarihi: 2019

Öğrenci: MEHMET UYSAL

Danışman: NEVİN GÜLTEKİN

Özet:

20. yüzyıl itibariyle kültürel değerleri koruma politikalarında; sürdürülebilir, bütünleşik ve akılcı yaklaşımlarla miras yönetimi gündemdedir. Miras yönetimi geniş kapsamlılık, katılım, şeffaflık ve eşitlik ilkelerine dayalıdır. Bu koruma anlayışı uygulamada kültürel mirasın özgün değerlerine, var olduğu coğrafyanın kültürel, toplumsal, ekonomik ve doğal koşullarına, yönetim biçimine ve paydaşların ilgi ve bilincine göre farklılıklar göstermektedir. Ancak, uluslararası ortak bir dil ya da sistem oluşturmak üzere 2002 yılı sonrasında Dünya Miras Komitesinin belirlediği yönetim süreci kültürel değerleri korumada esastır. Taşınmaz kültürel mirasın özgün değerleri ile yönetim alan sınırının tanımı ve tanıtımı bu sürecin ilk aşamasıdır. Farkındalık, algı oluşturma ve paydaş katılımı ise sürecin her aşamasında öncelikli olup başarının önkoşuludur. Son onlu yıllarla UNESCO'nun belirlediği tematik çalışmalar ve elitist yaklaşımlarla; yadsınan ya da kaybedilmek üzere olan kültürel değerler hakkında farkındalık yaratma konularında kaya sanatı ve kaya oyma mekânlar öncelikli alanlardandır. Bu tez çalışmasında, kültürel ve doğal dünya mirası Kapadokya'nın sınırdaş konumunda ve bölgesinde yer alan kaya oyma mekânlara eşdeğer nitelikteki taşınmaz kültür mirasına sahip olan Taşkale-Karaman Kaya Oyma Tahıl Ambarları bu çerçevede ele alınarak, miras yönetiminde, alan tanımı, tanıtımı ve farkındalık konularını belirleme yöntem ve ilkelerine yönelik öneriler geliştirilmektedir. Taşınmaz kültür mirasının sadece fiziksel-mekânsal (somut) değerleriyle birlikte somut olmayan kültürel değerleriyle (Taşkale Köyünün geçmişte Anadolu'nun çok kültürlülüğüne, Anadolu ve Rumeli'nin Türkleştirilmesine tanıklık etmesi ve Atatürk'ün ata yurdu olması gibi) sürdürülebilmesi gerektiği vurgulanmaktadır