Tezin Türü: Yüksek Lisans
Tezin Yürütüldüğü Kurum: Gazi Üniversitesi, Türkiye
Tezin Onay Tarihi: 2016
Tezin Dili: Türkçe
Öğrenci: Ayçıl Özturan
Danışman: SANİYE BİLİCİ
Özet:Bu çalışma, Helicobacter pylori (H. pylori) teşhisi konulan bireylerde tedavi öncesi ve sonrası plazma ghrelin düzeyi ve beslenme durumlarını değerlendirmek amacıyla, 18-65 yaş arası (37,7±11,3 yıl) toplam 40 birey (19 erkek, 21 kadın) üzerinde planlanıp yürütülmüştür. Bireylerin genel özellikleri, beslenme alışkanlıkları ile son 3 aya ait besin tüketim sıklığı çalışma başlangıcında yüzyüze görüşülerek bir anket formu ile alınmıştır. Tedavi öncesi ve sonrasında bireylerin bazı antropometrik ölçümleri ile serum B12, folat, ferritin ve plazma ghrelin düzeyleri saptanmış, basitleştirilmiş beslenme iştah anketi (SNAQ) uygulanmış ve 24 saatlik besin tüketim kaydı alınmıştır. Erkek bireylerde tedavi öncesi ve sonrasında diyetle günlük enerji ve besin ögeleri alımları arasında istatistiksel olarak anlamlı farklılık bulunmamış (p>0,05), kadın bireylerde ise karbonhidrat ve diyet posası alımı miktarı tedavi öncesine göre tedavi sonrasında artmıştır (p<0,05). Bireylerin tedavi öncesinde %82,5 i SNAQ skorları bakımından son 6 ayda %5 vücut ağırlığı kaybı riski taşıyan grupta yer alırken, SNAQ skoruna göre erkeklerde de kadınlarda da tedavi sonrası riskin azaldığı saptanmıştır (p<0,05). Erkeklerin ve kadınların beden kütle indeksi değerleri tedavi öncesine göre tedavi sonrasında (erkeklerde sırasıyla 25,77±3,82, 26,02±3,87; kadınlarda 27,43±5,58, 27,73±5,62) istatistiksel olarak anlamlı düzeyde artmıştır (p<0,05). Bireylerin tedavi öncesi ve sonrasında serum B12, ferritin, folat ve plazma ghrelin değerlerinde istatistiksel olarak anlamlı bir değişim görülmemiş (p>0,05), ayrıca biyokimyasal ölçüm ortalamaları ile SNAQ ortalama skorları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki bulunmamıştır (p>0,05). Çalışmada, H. pylori hastalarında tedavinin beslenme durumunu pozitif yönde etkilediği belirlenmiştir. H. pylori ve beslenme durumu ilişkisini net olarak belirlemek için tedavi sonrası daha uzun takip süresinin ve örneklem sayısının daha fazla olduğu çalışmaların yapılması gerekliliği sonucuna varılmıştır.