Çocukluk çağı matür b-hücreli hodgkin dışı lenfomaların klinik izlem ve D10 BCL6 BCL2 MUM1 TCL1 ekspresyon özelliklerinin değerlendirilmesi


Tezin Türü: Tıpta Uzmanlık

Tezin Yürütüldüğü Kurum: Gazi Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Türkiye

Tezin Onay Tarihi: 2014

Tezin Dili: Türkçe

Öğrenci: Ahmet Gökhan Uslan

Danışman: AYNUR OĞUZ

Açık Arşiv Koleksiyonu: AVESİS Açık Erişim Koleksiyonu

Özet:

Bu çalışma kliniğimizde izlediğimiz matür B hücreli HDL olgularının klinik bulguları, tanı ve tedavi sonuçları ile prognozu etkileyen faktörlerin irdelenmesi ve immünfenotip analizleriyle GMB nonGMB ayrımının yapılması, TCL1 ekspresyon oranlarının tespit edilmesi ve bunların prognozdaki etkilerinin araştırılması amacıyla yapılmıştır. Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Pediatrik Onkoloji Bilim dalında 1991 2012 yılları arasında matür B hücreli HDL tanısı alan ve patolojik değerlendirmesi Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Patoloji Anabilim dalında yapılan 62 hasta çalışmaya alınmıştır. Hastalara ait dosyalar retrospektif olarak incelenmiş ve hastaların klinik bulgu, tanı, tedavi ve prognostik özellikleri tespit edilmiştir. Bu hastalardan yapılacak incelemeler için yeterli doku örneği Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Patoloji Anabilim dalında mevcut olan toplam 27 hasta immünhistokimyasal çalışmalara dahil edilmiştir. Hastaların patolojik preparatlarında immünhistokimyasal boyama yapılarak; CD10, BCL6, BCL2, MUM1 ve TCL1 ekspresyon durumları tespit edilmiştir. Buna ek olarak hastalardaki C-MYC ve BCL2 translokasyon varlığı FİSH yöntemi kullanılarak araştırılmıştır. Hastalardaki en sık primer tutulum yerinin abdomen (% 53.2) olduğu ve bunu baş boyun bölgesinin (% 43.5) izlediği görülmüştür. En sık başvuru şikayetinin hızlı büyüyen kitle (% 85.5) olduğu saptanmıştır. Matür B hücreli HDL olgularının prognozu ile immün yetmezlik durumu, SSS tutulumu, risk grupları, tanı anındaki LDH düzeyleri, indüksiyon tedavisine yanıt durumu ve nüks varlığı arasında istatistiksel olarak anlamlı bağıntılar (P < 0.05) olduğu saptanmıştır. Matür B hücreli HDL olgularının 5 yıllık OS ve EFS oranları sırasıyla % 89 ve % 86 olarak bulunmuştur. BL olgularının (n=14) tamamının germinal merkez kaynaklı olduğu gösterilmiştir. YBBHL olgularından (n=11) 3'ünün (% 27.3) GMB fenotipinde olduğu görülürken, diğer 8 olgunun (% 72.7) non-GMB fenotipine sahip olduğu gösterilmiştir. Yaptığımız çalışmada YBBHL olgularından (n=10) GMB fenotipine sahip olguların non-GMB fenotipine göre daha yüksek sağkalım oranlarına sahip oldukları saptanmış (GMB fenotipinde 5 yıllık OS ve EFS: % 100, % 100 non-GMB fenotipinde 5 yıllık OS ve EFS: % 71.4, % 71.4), ancak immünfenotipik sınıflama ile prognoz arasında istatistiksel olarak anlamlı bir bağıntı (P > 0.005) bulunamamıştır. BL olgularında (n=14) C-MYC translokasyonu pozitif olarak saptanırken; YBBHL olgularında (n=9) C-MYC translokasyonu negatif olarak bulunmuştur. BL ve YBBHL olgularının TCL1 ekspresyon oranları sırasıyla % 64.3 ve % 54.5 olarak bulunmuştur. Ayrıca çalışmamızda C-MYC translokasyonu ile TCL1 ekspresyonu arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişkinin (Pearson's R = 0.106, P > 0.05) olmadığı gösterilmiştir. Sonuç olarak yaptığımız çalışmada matür B hücreli HDL olgularında prognozun özellikle altta yatan immün yetmezlik durumu, SSS tutulumu, tanı anındaki LDH düzeylerinin > 1000 IU/L olması, yüksek risk grubu, indüksiyon tedavisine yanıt durumu ve nüks varlığı ile ilişkili (P < 0.05) olduğu bulunmuştur. Buna ek olarak yaptığımız çalışma sonucunda immünfenotipik sınıflamanın YBBHL prognozundaki etkisinin istatistiksel olarak anlamlandıralabilmesi için daha fazla hastanın yer aldığı yeni çalışmalara gereksinim olduğu görülmüştür. Ayrıca çalışmamızda C-MYC translokasyonu ile TCL1 ekspresyonu arasında anlamlı bir ilişki (Pearson's R = 0.106, P > 0.05) bulunamamış ve bu konu ile ilgili yeni çalışmalara gereksinim olduğunu gösteren sonuçlar elde edilmiştir.