Multipl Skleroz Tanılı Hastalar İle Sağlıklı Gönüllülerin Brakial Pleksus Sinir Kökü Sonoelastografi Bulgularının Karşılaştırılması


Tezin Türü: Tıpta Uzmanlık

Tezin Yürütüldüğü Kurum: Gazi Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Türkiye

Tezin Onay Tarihi: 2019

Tezin Dili: Türkçe

Öğrenci: Dr. Enes Gürün

Danışman: SUNA ÖZHAN OKTAR

Özet:

Amaç: Brakial pleksopati bulgusu olmayan klinik olarak MS tanısı almış hasta grubu ile sağlıklı gönüllülerin brakial pleksus sinir köklerinde kalınlaşma ve sinir elastikiyeti derecesinin karşılaştırmalı ölçülmesi ve sonoelastografinin kullanılabilirliğini saptamaktır. Gereç ve Yöntem: Çalışmamıza klinik olarak MS tanısı almış 32 hasta (30 RRMS, 2 KİS) ve 32 sağlıklı kontrol grubu dahil edilmiştir. Hasta ve kontrol grubunda bilateral C5, C6 ve C7 sinir kökü çapları ve elastisite modülleri (kPa) ölçüldü. Hasta ve kontrol grubunun yaş, boy ve kilo değerleri ile sinir çap-elastisite modülleri arasında ilişki karşılaştırıldı. Ayrıca her iki grupta ve kord tutulumu olan/olmayan MS hastalarında sinir elastisite ve çap ölçüm değerleri karşılaştırıldı. Bulgular: Yapılan ölçümlere göre MS hasta grubunda kontrol grubuna kıyasla C5 ve C6 sinir köklerinde elastisite değerlerinde artış, sinir kalınlığında ise azalma izlenmiştir (p<0,05). Hasta ve kontrol grubunun C7 sinir kökü elastisite (kPa) ve çap ölçüm değerleri arasında ise farklılık mevcut değildi (p>0,05). C5 ve C6 sinir kökleri duplike edilerek yapılan ölçümlerde ise MS hasta grubunda kontrol grubuna kıyasla istatistiksel olarak çapta anlamlı azalma (p=0,006), elastisite değerlerinde (kPa) anlamlı artış (p=0,003) saptandı. Kord tutulumu olan ve olmayan MS hastaları arasında sinir çap ve elastisite değerleri arasında istatistiksel olarak anlamlı fark izlenmedi (p>0,05). 101 Sonuç: Çalışmamız MS hastalarının brakial pleksus sinir kökleri elastisite değerlerinde (kPa) kontrol grubuna kıyasla artışı ve çap değerlerinde muhtemel kronik atrofik sürece bağlı olduğu düşünülen azalmayı göstermiştir. Sonuçlar, MS’e bağlı oluşan PSS demiyelinizan sürecini desteklemekte olup bulguların hastalığın patofizyolojik mekanizmasının daha iyi anlaşılabilmesi için faydalı olabileceğini düşünmekteyiz.