Sürdürülebilir yerleşim biriminde ekoyer yaklaşımına örnek bir model


Tezin Türü: Doktora

Tezin Yürütüldüğü Kurum: Gazi Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Türkiye

Tezin Onay Tarihi: 2020

Tezin Dili: Türkçe

Öğrenci: SELDA GÜLCAN ÜNAL

Danışman: Demet Erol

Özet:

ÖZET Hızla gelişen teknoloji, insan yaşamını ilgilendiren tüm sektörlerini olumlu etkileyip, yaşamı kolaylaştırırken, diğer taraftan insan dahil tüm canlı topluluğunun yer yüzünde kalış süresini de hızla tüketmektedir. İklim değişikliği, hızla tüketilen doğal kaynaklar, engellenemeyen eşitsizlikler özellikle metropoliten alanlarda yaşamı tehdit etmektedir. Bu tehdit mekânsal planlama anlayışının da kapsamında ve içeriğinde yeni arayışlara yol açmıştır. Kalkınma ve dolayısıyla büyümeyi sağlayan tüm faaliyetlerin kentlerde üretilmesi ve tüketilmesi karşısında planlama alanına yeni form arayışı getirmekte ve sorumluluklar yüklemektedir. Aşırı yayılmış kent formlarının sürdürülemez olduğu, küresel ısınma karşısında direnci azalttığı, buna karşın yayılmayan ve çok merkezli kent formlarının daha sürdürülebilir olduğu kabul görmektedir. Kentler küresel tehditlere karşı sürdürülebilir politikalar geliştirirken planlama disiplini ise ölçek sorununa çözüm yolları aramaktadır. Uluslararası örnekler, kentin mahalleler bütünü olduğu ve bu nedenle de çözümün mahalle ölçeğinde olduğunu göstermektedir. Yine uluslararası örneklerde “distict” olarak tanımlanan ancak Türkçede tam karşılık bulamayan, diğer taraftan ölçek olarak “mahalle” tanımına karşılık gelen kavram bu tezde EkoYer olarak tanımlanmıştır. “EkoYer” olarak ele alınmasının diğer gerekçesi ise kavramın içeriğinin aynı zamanda “yer” kavramı ile örtüşmesidir. Tez kapsamında planlamanın ve dolayısıyla tasarımın temel ilkelerindeki değişim araştırılmış olup EkoYer planlama politikalarının kriterleri saptanmıştır. Bu kapsamda 8 ana kriter ve 99 alt kriter belirlenmiş ve Avrupa ve ABD’de uygulama örnekleri incelenmiştir. Türk mevzuatı içinde uygulanabilirliğini saptayabilmek amacıyla AHS yöntemi kullanılarak Türkiye’ye özgü bir model geliştirilmiştir.