Tezin Türü: Tıpta Uzmanlık
Tezin Yürütüldüğü Kurum: Gazi Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Türkiye
Tezin Onay Tarihi: 2019
Tezin Dili: Türkçe
Öğrenci: MÜNEVVER İREM ŞAHAN ŞEREF
Danışman: HASAN TEZER
Özet:Tonsillofarenjit yüzyıllardır bilinen bir hastalık olmasına rağmen, günümüzde hala tanı ve tedavisinde yapılan yanlışlar sebebi ile uygunsuz ve fazla miktarda antibiyotik kullanımına neden olmaktadır. A grubu beta hemolitik streptokok (AGßHS) tonsillofarenjitinin tanısında çeşitli klinik skorlama sistemleri (Modifiye Centor / Centor Klinik Skorlaması) kullanılmakla birlikte, bakteriyel ve viral tonsillofarenjit ayrımında yetersiz kalmaktadırlar. Bir önemli nokta ise AGßHS tonsillofarenjit etkin tedavi edilmediğinde, çeşitli hayati komplikasyonlar görülebilmektedir. Bu nedenle çocukluk çağında akut tonsillofarenjit hala önemini koruyan bir hastalıktır. AGßHS tonsillofarenjiti tanısında altın standart yöntem boğaz kültürüdür. Ancak boğaz kültürünün 24-48 saatte sonuçlanması önemli bir dezavantajdır. AGßHS hızlı tanısı amacıyla son 20 yılda streptokokal antijenleri lateks aglütinasyon ya da immunoassay esasına dayanarak belirleyen ve 15 dakikadan kısa sürede sonuç veren hızlı antijen testleri (RADT) kullanıma sunulmuştur. Bunun yanında RADT duyarlılık sonuçlarının değişken olması sebebi ile de moleküler yöntemlerden Loop-mediated Isothermal Amplification (Lamp-PCR) geliştirilmiştir. Bu çalışmada RADT, Lamp-PCR yöntemleri ve Modifiye Centor klink skorlamasının, AGßHS tonsillofarenjiti tanısındaki etkinliğinin boğaz kültürü ile karşılaştırılarak prospektif olarak araştırması amaçlanmıştır. Çalışmaya Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Polikliniği, Çocuk Acil Polikliniği, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Polikliniğine 3 ay boyunca akut tonsillofarenjit ön tanısı ile başvuran Modifiye Centor Klinik Skoru 2’nin üzerinde olan 404 hasta çalışmaya alınmıştır. Tüm 69 hastalardan boğaz kültürü, RADT ve Lamp-PCR için aynı anda 3 ayrı örnek alınmış, klinik skorları kayıt edilmiştir. Hastaların yaş ortalaması 8,2±3,95 olarak bulundu. Çalışmaya katılan hastaların ortanca yaşı 7,4 idi. Boğaz kültürü pozitif olan 103 (%25,4) hasta, negatif olan 301 hasta bulundu. RADT ise 78 (%19,3) hastada pozitif iken, 326 (%80,7) hastada negatif olarak saptandı. RADT’ın sensitivitesi, spesifitesi, pozitif prediktif değeri, negatif prediktif değeri ve doğruluğu ise sırasıyla %59,2; %94,4; %78,2; %87,1; %85,3 olarak bulundu. Lamp-PCR 113 (%27,9) hastada pozitif iken, 291 (%72,1) hastada negatif olarak saptandı. Lamp-PCR ile boğaz kültürü karşılaştırıldığında; Lamp-PCR, ‘ın sensitivitesi %60,2; spesifitesi %83,1; pozitif prediktif değeri %54,9; negatif prediktif değeri %85,9 ve doğruluğu ise %77,2 olarak bulundu. Modifiye Centor klinik skoru >2 olanların sensitivite %90,3; spesifite %69,8; klinik skoru >3 olanların ise sensitivite %56,3 spesifite ise %95,7 olarak bulundu. Sonuç olarak, RADT ve Lamp-PCR yöntemlerinin sensitivitelerinin düşük fakat spesifisitelerinin yüksek olduğu, sonuç negatif hastaların boğaz kültür sonucu ile değerlendirilmesi gerektiği ancak sonuç pozitif olan hastalarda ise antibiyoterapi başlanması gerektiği görülmüştür. Modifiye Centor klinik skorlamasının ise viral ya da bakteriyel tonsillofarenjit ayrımında yetersiz kaldığı ancak klinik skor >3 olduğunda bakteriyel tonsillofarenjit olma ihtimalinin çok yüksek olduğu saptanmıştır.