Remisyondaki depresyon hastalarının subjektif bellek algılarının objektif nöropsikolojik testlerle ilişkisi ve kontrol grubuyla karşılaştırılması


Tezin Türü: Tıpta Uzmanlık

Tezin Yürütüldüğü Kurum: Gazi Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Türkiye

Tezin Onay Tarihi: 2010

Öğrenci: SELDA ŞAHİN

Danışman: NEVZAT YÜKSEL

Özet:

Major depresyon; psikolojik, davranışsal ve fizyolojik belirtiler sergileyen heterojen bir bozukluktur. Dünya Sağlık Örgütü tarafından (WHO) 2020‟de depresyonun, her yaş ve cinsiyet grubunda en çok yeti yitimine neden olan ikinci hastalık olacağı ön görülmüştür. Bilişsel işlevlerde uzun süreli bozulmalar İşlevsellikte bozulmanın önemli nedenleri arasında gösterilmektedir. Çalışmamızda hastaların subjektif bellek algılarının objektif testlerle ilişkisi incelenmiştir. Çalışmaya 36 remisyondaki depresyon hastası ve 30 sağlıklı kontrol katılmıştır. Remisyondaki depresyon hastaları Hamilton Depresyon Ölçeği, Hamilton Anksiyete Ölçeği, İşlevselliğin Genel Değerlendirilmesi Ölçeği‟yle değerlendirilmiştir. Katılımcıların hepsine Mini Mental Test, Bellek İşlevselliği Anketi, Stroop, Görsel İşitsel Sayı Dizileri Testi, İşitsel Sözel Öğrenme Testi, Wechsler Bellek Ölçeği Geliştirilmiş Formu- Görsel ve Mantıksal Alt Bellek Testi uygulanmıştır. Uygulanan testler her grup arasında yaş, cinsiyet ve eğitim seviyeleri açısından incelenmiştir. Remisyondaki depresyon hastalarının subjektif bellek algıları kontrol grubundan faklı olmamakla birlikte; dikkat, görsel bellek, sözel bellek bozuklukları gösterilmiştir ve kontrol grubundan farklıdırlar. Stroop, İşitsel Sözel Öğrenme Testi ve Wechsler Bellek Ölçeği puanları sonuçları anlamlı olarak farklı bulunmuştur. Ayrıca hastalığın başlama yaşı ve ilaçsız geçirilen süre ile bilişsel bozukluk arasında ilişki olduğu tespit edilmiştir. Çalışmamız subjektif bellek algılarını ölçek amacıyla oluşturulmuş Bellek İşlevselliği Anketi‟nin Türkçe geçerlilik-güvenilirlik çalışmasının ilk adımını oluşturmuştur. Ayrıca çalışmamızın sonuçları remisyondaki depresyon hastalarının bilişsel işlev bozukluğunun olduğu görüşünü desteklemektedir. Bu bozukluğun subjektif bellek algısıyla ilişkisine yönelik ileri çalışmalar önem taşımaktadır.