Avustralya’Da Yaşayan Türklerin Dil Görünümlerinin İki Dillilik Bağlamında İncelenmesi


Tezin Türü: Doktora

Tezin Yürütüldüğü Kurum: Gazi Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Türkiye

Tezin Onay Tarihi: 2020

Tezin Dili: Türkçe

Öğrenci: Hamide Merve ALTIPARMAK YILMAZ

Danışman: NECATİ DEMİR

Özet:

Avustralya’da yaşayan Türk bireylerin Türkçeyi tercih etme, öğrenme, kullanma ve bu dili sürdürme durumlarıyla ilgili görüşlerini tespit etmeyi ve yazılı anlatımlarında yaptıkları yanlışlardan hareketle Türkçe dil görünümlerini betimlemeyi amaçlayan bu araştırma, tarama modelinde nitel bir çalışmadır. Araştırmanın çalışma grubunu Avustralya’nın Sidney şehrinde yaşayan, yaşları 10 ile 25 arasında değişen Türk katılımcılar ve bu katılımcıların ebeveynlerinden biri olmak üzere toplam 102 kişi, ayrıca Türkçe Dersi veren 10 öğretmen oluşturmaktadır. Bireyin yaşamının büyük bir alanına etki ettiği düşünülen “aile” ve “okul” araştırmaya dâhil edilerek katılımcı çeşitliliğini arttırması amacıyla çalışma; ebeveyn, çocuk ve öğretmen ekseninde ele alınmıştır. Veriler, 18.10.2017-28.12.2017 tarihleri arasında Katılımcılarla İlgili Genel Bilgi Formu ve yarı yapılandırılmış görüşme formu ile yüz yüze görüşmeler aracılığıyla elde edilmiştir. Her katılımcı grup için farklı görüşme formları kullanılmıştır. Görüşme formlarıyla elde edilen veriler, betimsel analiz ve içerik analizi türlerinden kategorisel analiz ile çözümlenmiştir. Araştırma sonucuna göre katılımcı ebeveyn grubun Türkçeyi ana dili olarak görme, tercih etme, kullanma ve sürdürme durumları, katılımcı çocuk gruba oranla daha yüksektir. Öğretmen görüşleri de bu sonucu destekler niteliktedir. Ana dili olarak belirtilen dile, en iyi ifade diline, dil tercihlerine, dil becerilerindeki yeterlilik durumlarına ilişkin bulgular Ebeveynler için Türkçe, çocuk grup için daha çok İngilizce lehine sonuçlanmıştır. Ebeveyn grup, Türkçeyi bir kimlik dili ve ana dili olarak görmekte ve gelecek nesillere aktarma misyonunu üstlenmektedir. Ancak çocuk grup, Türkçeyi daha çok aile içi veya Türk bireylerle iletişim kurma dili olarak görmekte, ailenin veya kendilerinin Türk olmasından dolayı Türkçe bilmeleri gerektiğini düşünmektedirler. Her iki katılımcı grup için Türkçenin kullanım alanı oldukça sınırlıdır. Aileler bu sınırı genişletmekte ve çocuklarına Türkçe kullanımını özendirme konusunda yetersiz kalmaktadırlar. Özelde ailelerin genelde ise vi Türk toplumunun Türkçe konusundaki ilgisizliği ve Türkçenin gelişimine yeterli desteği vermemesi Türkçenin Avustralya’da sürdürümü konusunda en büyük engellerden biri olarak görülmektedir. Türkçe dersleri de bu destek yoksunluğundan nasibini almakta, gün geçtikçe Türkçe dersine katılım oranı düşmektedir. Türkçe derslerinin öğrencilerin motivasyonlarını canlı tutacak şekilde yürütülmesinin önünde çeşitli ekonomik ve fizikî engeller bulunmaktadır. Türkçe derslerine, Türk çocuklarının dil kullanımına ve ebeveynlere yönelik olumsuz durumları belirten ve çözüm yolu öneren öğretmen görüşleri önem arz etmektedir. Katılımcı çocuk grubun yazılı anlatım metinlerinin analiz sonuçlarına bakıldığında ise; dilsel yanlışlardan biçimbilimsel, bilişsel işlemleme yanlışlarından değiştirim, iletişimsel yanlış türlerinden de bölümsel yanlışların oranı, diğer yanlışlara oranla oldukça fazladır. Biçimbilimsel yanlışların da daha çok değiştirim türündeki yanlışlar olduğu görülmektedir. Yazım ve noktalama yanlışlarına bakıldığında ise yazım yanlışların oranının daha fazla olması dikkat çekmektedir. Sıklık gösteren yanlışların İngilizce ve Türkçe arasındaki biçimbilimsel yapı özellikleri, sesletim ve yazım farklılıkları, Türkçe yazma eğitimi yetersizliği, Türkçenin kulaktan dolma edinilmesi, sözcük dağarcığı yetersizliği vb. nedenlerden kaynaklandığı sonucuna ulaşılmıştır. Bu sonuçlara dayanarak neyin nasıl öğrenildiğinin açıklamaya kavuşmasının yanı sıra daha etkili bir dil öğreniminin sağlanılacağını söylemek mümkündür. Araştırma dolayısıyla Türkçeye, Türkçe derslerine, Türk kültürüne ilişkin ebeveyn, çocuk ve öğretmenlerden elde edilen zengin veri kaynağına dayanarak Avustralya’daki Türk grubun eğitsel, dilsel, sosyal, kültürel yaşamına yönelik önemli adımlar atılabileceği düşünülmektedir