Spontan kraniyoservikal arter diseksiyonlarında klinik özellikler, yaklaşım ve prognoz


Tezin Türü: Tıpta Uzmanlık

Tezin Yürütüldüğü Kurum: Gazi Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Türkiye

Tezin Onay Tarihi: 2020

Tezin Dili: Türkçe

Öğrenci: ÜLVİYE ÇİĞDEM ÇEK

Danışman: HALE ZEYNEP BATUR ÇAĞLAYAN

Özet:

KSAD‟lar, gençlerde non-aterosklerotik iskemik inmenin majör nedenlerinden biridir ve düşük mortalite ve morbidite oranlarına sahiptir. KSAD tanısı modern yüksek çözünürlüklü radyolojik görüntüleme tekniklerinin yaygın kullanımı ile kolaylaşmıştır. Bu çalışmada, 67 KSAD (intrakraniyal ve ekstrakraniyal) tanısı almış hasta demografik özellikler, klinik görünüm, risk faktörleri, görüntüleme bulguları, tedavi açısından değerlendirilmiş ve bu faktörlerin diseksiyonun prognoz ve damar iyileşmesi (rekanalizasyon) üzerine etkisi incelenmiştir. İKAD ve VAD‟ların farklı demografik özellikler, klinik görünüm, risk faktörleri olmasına rağmen, mevcut literatür benzer prognoz ve aynı tedavi stratejilerine sahip olduklarını bildirmektedir. Çalışmamız KSAD‟ların; nadir tekrarlayan iskemik ataklar (%2,9), düşük kanama komplikasyonları (%2,9) ve iyi prognoz ile ilişkili olduğunu göstermiştir. Ayrıca intrakraniyal arter diseksiyonları ekstrakraniyal arter diseksiyonları ile aynı olumlu sonuçlara sahiptir. Motor güçsüzlük ve bilinç bozukluğu semptomlarının prognozu değerlendirmede önemli bir parametre olan 3. Ay mRS skoru üstünde anlamlı bir etkisi olduğu ve prognoz ile bağlantılı olduğu görülmüştür. Çalışmamız, antiagregan ve antikoagulan tedavilerin etkinlikte eşit olduğunu ve tekrarlayan diseksiyon ve iskemik ataklar için benzer korumaya sahip olduğunu göstermiştir. Endovasküler tedavi protokollerinin, olası komplikasyonlar göz önünde bulundurularak, seçilmiş hastalar için yararlı olduğu bulunmuştur. Son olarak, çalışmamız tedavi seçeneğinin spontan rekanalizasyonu etkilemediği ve spontan 125 rekanalizasyonun prognoz ve morbidite ile ilişkili olmadığını gösteren literatürdeki önceki çalışmaları desteklemektedir.