PLATON VE FARABİ'NİN SİYASET FELSEFELERİNİN KARŞILAŞTIRILMASI VE SİYASET FELSEFELERİNDE ERDEM


Tezin Türü: Yüksek Lisans

Tezin Yürütüldüğü Kurum: Gazi Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Türkiye

Tezin Onay Tarihi: 2008

Tezin Dili: Türkçe

Öğrenci: Sibel TOSUN

Danışman: EMEL KOÇ

Özet:

Türk İslam felsefesinin ilk temsilcilerinden olan Farabi'nin etki kaynakları arasında Türk İslam felsefesinin gelişmesine etki eden Yunan felsefesinin önemli isimlerinden Platon ve Aristoteles gösterilmektedir. O özelikle siyaset alanında Platon'un önemli bir takipçisi olmuştur. Bununla birlikte düşünürlerimizin varlık, bilgi ve ahlak alanındaki düşüncelerinde de önemli benzerlikler bulunmaktadır. Onlar varlık alanında içinde yaşanılan dünyanın dışında, akılla kavranılması mümkün olan bir alem tasarlamışlarıdır. Burada ortak bir şekilde bu gerçek varlıkların bilgisine akılla ulaşılabileceğini savunmuşlardır. Ahlak alanının ise iyikötü, erdem, mutluluk gibi problemlerine de benzer çözümler üretmişlerdir. Platon ve Farabi için insanın bu dünyadaki amacı mutluluk olmuştur. Bu da akılla kavranılan varlıkların bilgisine ulaşmakla mümkün olmaktadır. İnsan aynı zamanda bu süreç içerisinde iyi ve erdemli hale gelmektedir. Erdemli olmak her ikisi için de mutluluğun ön koşuludur. Erdem kavramı onların ahlak felsefelerinde önemli bir yere sahip olduğu gibi siyaset alanının da kilit kavramı olarak karşımıza çıkmaktadır. Onların ahlak alanında insanların önüne koydukları amaç siyaset alanında gerçekleşme imkanı bulmaktadır. Siyaset felsefelerinde, ideal devlet anlayışlarını ortaya koyan düşünürlerimizin, hayal ettikleri bu devlet düzenleri arasında, toplumsal sınıflama, yönetim, eğitim, sanat, aile, hukuk ve ekonomi açısından ciddi benzerlikler bulunmaktadır. Özellikle düşünürlerin ahlak alanındaki görüşlerini siyaset alanına taşıyan erdem fikri bu devlet düzenlerini şekillendiren önemli bir unsurdur. Onlarda devletin varlık sebebi, bireyleri erdemli hale getirebilmek olmuştur. Bunun için toplum içerisindeki en erdemlilerin yönetime gelmesi gerektiğini savunmuşlardır.