Likit biyopsilerin oral premalign ve malign lezyonlarda tanı amaçlı kullanımı


Tezin Türü: Doktora

Tezin Yürütüldüğü Kurum: Gazi Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Türkiye

Tezin Onay Tarihi: 2022

Tezin Dili: Türkçe

Öğrenci: Leyla BOZDAĞ

Asıl Danışman (Eş Danışmanlı Tezler İçin): Leyla Açık

Eş Danışman: Sibel Elif Gültekin

Özet:

Oral Skuamöz Hücreli Karsinom (OSHK) genetik (delesyon, insersiyon, mutasyon), epigenetik (mikroRNAlardaki düzensizlikler) ve çevresel faktörlere (HPV, sigara, alkol, UV) bağlı olarak gelişen, gen-çevre etkileşimini gösteren en iyi kanser türlerinden biridir. Dünyadaki yıllık baş-boyun kanserinin %30’unu, ağız kanserlerinin %90’ını oluşturmaktadır ve 5 yıllık sağ kalım oranı %35-50’dir. Oral potansiyel malign lezyon (OPML) da tıpkı OSHK gibi gen-çevre etkileşimden etkilenen kanser öncüsü lezyonların genel adıdır. Çalışma materyalimizi oluşturan kan ve tükürük; minimal invaziv, temini kolay, takibi mümkün kılan biyolojik sıvılardır. Bu hasta gruplarında gerek tanı ve tedavi gerekse prognoz değerlendirmesi için kullanılabilecek biyobelirteçlerin kan ve tükürük gibi likit biyopsi örneklerinde tespit edilmesi oldukça önemlidir. Bu tez çalışmasının amacı; OSHK hastaları (n=14), OPML (n=14) hastaları ve sağlıklı mukozaya (n=14) sahip kontrol grubu arasında miR-21, miR-208a-3p ve PDCD4’ün tükürük ve kan da ifade seviyelerinde ölçülmesi, OSHK ve OPML açısından biyobelirteçlerin araştırılmasıdır. miRNA ve PDCD4 ifade seviyeleri kantitatif PCR ile incelenmiştir. miRNA ve PDCD4 ifade seviyeleri sırasıyla U6 ve ActB ile normalize edilerek; OSHK hastaları, OPML hastaları ile sağlıklı kontroller karşılaştırılmıştır. Çalışmamız OSHK hastaları ve OPML hastalarının kan ve tükürük örneklerinde miR-208a-3p ve PDCD4 geninin araştırıldığı ilk çalışmadır. Verilerimize göre OSHK hastalarının kan ve tükürük örneklerinde kontrollere göre miR-21 seviyesi daha yüksek bulunurken (p<0,05), PDCD4 geni ise düşük ifade edilmiştir (p<0,05). OPML hastalarında miR-21 seviyesi OSHK hastalarındaki gibi kontrollerden daha yüksek saptanmış ve PDCD4 ifadesi de düşük çıkmıştır (p<0,05). OSHK ve OPML hastalarından elde edilen kan ve tükürük örneklerinde ise miR-208a-3p’nin ifade edilmediği gözlenmiştir. OPML hastalarında miR-21 ve PDCD4 seviyelerinin OPML hastalarında OSHK gelişimi açısından değerlendirilerek takip edilmesinin faydalı olacağı düşünülmektedir. Hastadan temin edilecek kan veya tükürük örneğiyle çalışan bu biyobelirteçlere spesifik tanı kitlerinin geliştirilmesi hastalığın takibi açısından oldukça önemlidir.

Anahtar Kelimeler : Oral kanser, oral premalign lezyon, mikroRNA, likit biyopsi