Rinoplasti ameliyatında kullanılan remifentanil, nitrogliserin, esmolol ve nitrogliserin + esmolol’un kan basıncı ve kalp hızı üzerindeki etkinliklerinin değerlendirmesi ve karşılaştırılması.


Tezin Türü: Doktora

Tezin Yürütüldüğü Kurum: Gazi Üniversitesi, Eczacılık Fakültesi, Eczacılık Meslek Bilimleri, Türkiye

Tezin Onay Tarihi: 2020

Tezin Dili: Türkçe

Öğrenci: MOHAMMAD ABBAS

Danışman: Mecit Orhan Uludağ

Özet:

Rinoplasti halen en sık yapılan beş estetik ameliyattan biridir. Bu ameliyat hem estetik cerrahi hem de kulak burun boğaz alanında en zorlu prosedürlerden biri olarak kabul edilmektedir, Rinoplasti operasyonunun başarısını etkileyecek en önemli faktör kanamadır. Kontrollü hipotansiyon yöntemi ile kanamayı ve aynı zamanda kan kaybını azaltarak operasyon döneminde tatmin edici kansız bir cerrahi alan sağlamaktadır. Bu yöntemle ameliyat alanını daha iyi şekilde görülebilmesini, cerrahi girişimlerin ve işlemlerin kolay, güvenli, ve daha az bir zamanda yapılmasını sağlamaktadır. Kontrollü hipotansiyon sağlaması için kullanılan ilacın stabil bir hemodinami sağlaması ve cerrahi sahanın daha net görülebilmesini sağlaması önemlidir. Bu çalışmada Kan basıncı ve kalp atım hızı üzerinde (remifentanil, nitrogliserin, esmolol, ve nitrogliserin + esmolol) etkinliğini değerlendirmesini ve karşılaştırmasını, aynı zamanda tatmin edici kansız bir cerrahi alan sağlamasını inceledik. Tüm veriler Aralık 2016-Haziran 2019 arası alınmıştır, her iki cinsiyete 20-45 yaş arasında değişen 200 erişkin gönüllü hasta  anestezist tarafından rastgele dört eşit gruba bölündü; Remifentanil grubu (R), Nitrogliserin grubu (N), Esmolol grubu (E), Nitrogliserin + Esmolol grubu (N+E). Tum olgularda monitor ile sistolik kan basıncı, diyastolik kan basıncı, ortalama arteriyel basınç ve kalp atış hızı  (SAB, DAB, OAB, KAH) açısından, anestezi indüksiyonundan önce, endotrakeal entübasyondan 5 dakika sonra ve ameliyatın sonuna kadar her 15 dakikada bir izlendi ve kayıd edildi. Ameliyat boyunca, operatif alan kanaması ve cerrahi alanın görünürlüğünü, cerrah tarafından görsel olarak aşağıdaki gibi derecelendirildi: (0) Kanama yok, (1) Hafif kanama - aspirasyon gerekmiyor, (2) Hafif kanama - aralıklı aspirasyon gerekiyor, (3) Orta kanama - sık aspirasyon gerekiyor, (4) Şiddetli kanama - sabit aspirasyon gerekiyor ve (5) Şiddetli kanama, kanamadan dolayı ameliyatın durdurulması gerekiyor. Sonuç olarak, intraoperatif döneminde SAB, DAB ve OAB düzeyi tüm gruplarda istatistiksel olarak anlamlı ölçüde azalmıştır, KAH düzeyinde ise (E) ve (R) grubunda istatistiksel olarak anlamlı azalma gösterir iken, (N) ve (N+E) grubunda istatistiksel olarak anlamlı artış gösteridi. Hipotansif anestezinin etkinliği kanama skoru ve cerrahi alan görünürlüğü ile ölçülür. Kanama Skoru (E) ve (R) grubundaki hastalar (N) ve (N+E) grubundaki hastalar ile karsılastırarak istatistiksel olarak anlamlı derecede düşük kanama skoru gösterdi. Çalışmamızın sonucunda esmolol ve remifentanil uyguladıktan sonra daha iyi cerrahi alan görünürlüğü sağladığı sonucuna varıldı.