Tezin Türü: Doktora
Tezin Yürütüldüğü Kurum: Gazi Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Türkiye
Tezin Onay Tarihi: 2011
Tezin Dili: Türkçe
Öğrenci: Meltem Yalınay
Danışman: ABDULLAH EKMEKÇİ
Açık Arşiv Koleksiyonu: AVESİS Açık Erişim Koleksiyonu
Özet:Kanserin erken tanısı, kontrol ve önlenmesinde en önem taşıyan basamaktır. Proteom ve genom çalışmaları, kanser tanısı, prognoz takibi ve tedavi planlanmasını aydınlatacak veriler sağlamaktadır. Kanserin proteomik analizi aday biyobelirleyicilerin saptanması konusunda yeni fırsatlar sunmaktadır. Bu çalışmanın amacı Türk toplumunda prostat kanseri protein profillerinin proteomiklerle belirlenmesi, Türk toplumuna ait prostat kanseri serum çoklu biyobelirleyicilerin tanımlanması ve prostat kanseri ile ilişkili sıklıkla üzerinde çalışılan gen polimorfizmlerinin incelenmesidir. Proteom profilleri 47 prostat kanseri, 50 benign prostat hiperplazisi, 20 PSA 0 prostatektomi sonrası hasta ve 20 sağlıklı kişi serumlarında surface enhanced laser desorption/ionization time-of-flight (SELDI-TOF) kütle spektrometresi ile analiz edildi. Moleküler genetik analiz Androjen Reseptör (AR) CAG tekrarları, Prostat Spesifik Antijen (PSA) promoter bölge ve RNASEL gen polimorfizmlerine yönelik yapıldı. Proteom analizi sonucunda kontrol gruplarıyla karşılaştırıldığında prostat kanseri olan grupta 7 farklı serum proteini belirlendi (p<0.01). Prostat kanseri grubunda normal serum seviyesinden düşük olan 4 ve yüksek olan 3 tane protein bulundu. 6628 Da ağırlığındaki protein ayrıcalıklı olarak değerlendirildi (p<0.001). Yapılan moleküler genetik analizler sonucunda ise AR geni ekson 1 bölgesinde (CAG)n tekrarları PSA -158, PSA -252, ve RNASEL D541E polimorfizmleri prostat kanseri ve benign prostat hiperplazisi kontrol grubunda istatistiki olarak anlamlı bulunmadı. Proteom çalışmaları ile prostat kanseri için farklı biyobelirleyiciler tanımlanması mümkün olabilmektedir. Türk toplumu için kesitsel de olsa özellikle prostat kanserinde yeni bir biyobelirleyici (6628 Da) dikkat çekmektedir. AR geni CAG kısa tekrarları, PSA promoter bölge ve RNASEL D541E polimorfizmlerinin prostat kanser riski ile ilişkisi konusunda anlamlı bir sonuç elde edilememiştir. Proteom ve genotip ilişkisinin ortaya konulabilmesi için daha ileri çalışmalara gerek duyulmaktadır. Bu çalışmadan elde edilen sonuçlar proteomik çalışmaların kanser erken tanısında oldukça doğru ve yeni bir yaklaşım yaratabileceğini ortaya koymaktadır.