RADİAL ARTER KULLANILARAK YAPILAN KORONER ANJİYOGRAFİNİN RADİAL ARTER ÇAPI VE VAZODİLATASYON ÖZELLİKLERİNE ETKİSİ


Tezin Türü: Tıpta Uzmanlık

Tezin Yürütüldüğü Kurum: Gazi Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Türkiye

Tezin Onay Tarihi: 2010

Tezin Dili: Türkçe

Öğrenci: HIZIR OKUYAN

Danışman: ADNAN ABACI

Özet:

Amaç: Çok sayıda avantajı olan transradial yaklaşım günümüzde yaygın olarak kullanılmaktadır. Fakat radial artere girişim sonrasında, arter yapısında değişiklikler oluşabildiğine dair veriler mevcuttur. Bu çalışmamızda transradial işlemlerin radial arter çapı ve vazodilatasyon özelliklerine uzun dönem etkisinin araştırılması amaçlanmıştır. Gereç-Yöntem: Çalışmaya uygun endikasyonla sol radial arter aracılığı ile koroner anjiyografi yapılan 35 hasta (28 erkek, 7 kadın) alınmıştır. Hastaların radial arterleri transradial girişimden 6-12 ay sonra yüksek çözünürlüklü ultrasonografi ile incelenmiştir. Hastaların radial arter çapları vazodilatasyon öncesi, akım aracılı vazodilatasyon (AAV) sonrası ve nitrat aracılı vazodilatasyon (NAV) sonrası ölçülmüştür. Girişim yapılmayan sağ radial arter çapı kontrol olarak alınmıştır. Bulgular: Vazodilatasyon öncesi arter çapı sol radial arterde, sağ radial arter ile kaşılaştırıldığında belirgin olarak küçük saptandı (2,80±0,46 karşın 3,01±0,46; p=0,005). Sol radial arterde mutlak çap farkına göre AAV yanıtı bozulmuş olarak saptandı (p=0,046). Ancak NAV cevabı ise korunmuş bulundu. Sol radial arterlerdeki vazodilatasyon öncesi değerler sağ radial arterlere göre belirgin olarak küçük olduğu için AAV ve NAV sonrası değerler yine sol radial arterlerde sağdakilere göre daha küçük ölçüldü. Sonuç: Transradial girişimden ortalama 9 ay sonra girişim yapılan radial arter çapında belirgin daralma, endotel fonksiyonlarını gösteren AAV cevabında bozulma saptanmıştır. Ancak NAV cevabında bozulma gözlenmemiştir. Daha önce girişim yapılan radial arter bypasss grefti veya diyaliz fistülü vs için kullanılması planlanır ise bu yapısal ve fonksiyonel değişiklikler göz önünde bulundurulmalıdır.