Mineral Trioksit Agregat (MTA) ve Yeni Gelistirilen Deney Materyali’nin Fiziksel Özelliklerinin İn Vitro Olarak Karsılastırılması


Tezin Türü: Doktora

Tezin Yürütüldüğü Kurum: Gazi Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Türkiye

Tezin Onay Tarihi: 2007

Tezin Dili: Türkçe

Öğrenci: SERKAN ÇINAR

Danışman: HÜMA ÖMÜRLÜ

Özet:

Bu çalısmayı 1993 yılında Torabinejad ve arkadasları1 tarafından dis hekimligine tanıtılan ve kök kanal tedavisi uygulamalarına yeni ufuklar kazandıran MTA benzerinin ülkemiz sartlarında daha uygun kosullarda üretilerek, yaygın sekilde kullanılabilir hale gelmesi için planladık. Bu amaçla beyaz MTA ve deney materyalinin fiziksel özelliklerini in vitro deneyler yardımıyla karsılastırdık. X-ısını kırınım faz analizi ile içerdikleri bilesenleri, günlük pH degisimlerini inceleyerek alkali özelliklerini, alüminyum step wedge kullanarak radyografik özelliklerini karsılastırdık. Toplam 41 disin apikal mikrosızıntılarını sıvı filtrasyon yöntemi ile, özel kalıplarda hazırlanmıs 16 örnegin sertlik degerlerini Vickers sertlik ölçüm cihazı ile degerlendirdik. Yaptıgımız in vitro çalısmalar sonucunda, deney materyalinin beyaz MTA’dan daha az sızıntı gösterdigini bulguladık. Sızdırmazlık, özellikle kök ucu dolgu maddeleri için gerekli olan en önemli özelliklerden biridir. Dokularla uyumlulugun ve antimikrobik özelligin karakteristigi olan alkali pH’yı, deney materyalinde ve beyaz MTA’da benzer bulduk. çerdikleri bilesenlerin x-ısını kırınım faz analizleri ile birbiriyle uyumlu oldugunu belirledik. Bu materyallerden deney materyalinin radyoopasite ve sertlik degerlerinin beyaz MTA’dan daha az oldugunu tespit ettik. Deney materyalinin radyoopasite degeri, beyaz MTA’dan daha az bulunmakla birlikte ISO standartlarını karsılayabilen degerlerdir. Klinik uygulama alanları göz önüne alındıgında, sertlik degeri fonksiyonel bölgeleri içermedigi için önem tasımamaktadır. Beyaz MTA benzeri deney materyali ile yaptıgımız bu çalısmanın sonuçları materyalin ülkemiz sartlarında üretilebilir olması nedeniyle klinik uygulamaları arttırıcı rol oynayabilir. Ancak ilerleyen dönemlerde klinik olarak kullanılabilir hale gelmesi için gelistirdigimiz bu deney materyalinin diger fiziksel ve biyolojik özelliklerinin de arastırılması gerekmektedir.