Doğum sırasında umblikal kord klemplenmeden önce yenidoğan pozisyonunun ve solunum durumunun neonatal sonuçlara etkisi


Tezin Türü: Tıpta Uzmanlık

Tezin Yürütüldüğü Kurum: Gazi Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Türkiye

Tezin Onay Tarihi: 2018

Tezin Dili: Türkçe

Öğrenci: MELİS ALTUĞ İNAN

Danışman: MEHMET ZEKİ TANER

Özet:

Doğum sırasında umblikal kord yönetimi, uzun zamandır tartışma konusudur ve uygulamalar eski çağlardan beri birçok farklılık göstermektedir. Yıllar içerisinde kord klemplenene kadar olan sürece ait birçok mekanizma keşfedilmesine rağmen fetüs için en iyi olan uygulamaları saptamak amacıyla araştırmalara halen devam edilmektedir. Şimdiye kadar sadece kord klempleme zamanında fikir birliğine varılmıştır. Umblikal kordun intakt kaldığı süreçte plasental transfüzyona etkisi olduğu düşünülen fetal solunum ve fetal pozisyon gibi faktörler ise çalışmalara konu olmaya devam etmektedir. Bu çalışmada, fetüsün doğumdaki ve 72. saatteki hematolojik parametrelerinin değişimi değerlendirilerek fetal pozisyon ve fetal solunumun neonatal komplikasyonlara etkisinin araştırılması amaçlanmıştır. Aynı zamanda fetal pozisyon ve solunum ile doğum şeklinin plasental transfüzyona olan etkisi de araştırılmıştır. Normal doğum ve sezaryen ile doğum yapmak üzere kliniğimize başvuran, sağlıklı fetüslere sahip 102 sağlıklı gebe çalışmaya dahil edilmiştir. Acil doğum ve intrapartum resüsitasyon gerektiren doğumlar, preeklampsisi olan gebeler, gelişme geriliği olan yenidoğanlar ve fetal anemisi olduğu bilinen yenidoğanlar 58 çalışma dışı bırakılmıştır. Çalışmada gebeler, gebelik haftası (term, preterm), doğum şekli (normal doğum, eylem çekmiş ve çekmemiş sezaryen), kord klempleme zamanı (30 saniye altı, 30-60 saniye), doğum sırasında fetüsün tutulduğu plasentaya göre seviyesi (plasenta seviyesi, plasenta seviyesi altında), solunum sayısı (1 kez, 2 kez, çok sayıda) ve kuvvetine (kuvvetli, zayıf) göre sınıflandırılmıştır. Doğum sırasında umblikal korddan ve 72.saatte yenidoğan topuk kanında hemoglobin ve hematokrit çalışılmış, ilk 24 saatte ve 72.saatte transkutan bilirubin düzeyine bakılmıştır. Çalışmamızda, 30-60 saniye sürede kordu klemplenenlerde literatürden farklı olarak sarılık sıklığında artış saptanmamakla birlikte bilirubin değerlerinde de artış gözlenmemiştir. Doğumdan sonra alınan kord kanı örnekleri incelendiğinde hemoglobin ve hematokrit değerleri, kordu 30-60 saniye sürede klemplenenlerde literatürü destekler şekilde yüksek saptanmış fakat polistemi sıklığında artış saptanmamıştır. Plasenta seviyesi altında kordu klemplenenlerde plasental transfüzyonun istatistiksel olarak anlamlı artmamış olması literatüre katkı sağlarken sarılık sıklığında artış saptanması ancak ABO uygunsuzluğu gibi faktörlerle açıklanmaktadır. Fetal solunum sayı ve kuvvetinin plasental transfüzyon ve neonatal komplikasyonlara anlamlı etkisi saptanmamıştır. Bu durum, solunumun başlamasının yeterli olduğunu göstermektedir. Doğum şeklinin plasental transfüzyon üzerinde anlamlı etkisinin olmamasından yola çıkarak kontraksiyonların plasental transfüzyona etkisiz olduğu düşünülebilir. Doğum şekline göre takipne sıklığının literatürle uyumlu sonuç vermemesi örneklem yetersizliğine bağlı olarak yorumlanmıştır. 59 Çalışma sonucunda, kord klempleme zamanının uzamasının sanıldığının aksine neonatal komplikasyonları arttırmadığı görülmektedir. Yenidoğana plasentadan geçen kan miktarını arttıracağı düşünülen faktörlerin pek de etkili olmadığı görülmektedir. Bu amaçla araştırılan fetal pozisyon ile solunum sayısı ve kuvveti, transfüzyonu değiştirmeyen faktörler arasında yer almaktadır. Her ne kadar günümüzdeki çalışmalar artık fizyolojik kord klempleme yönünde ilerleyip kardiyovasküler, pulmoner ve serebral stabiliteyi sağlamak için gerekli olan kan transfüzyonunun, yenidoğanın nefes almasını kapsayan süre içinde yeterli miktarda olduğunu belirtse de faktörlerin tek başına transfüzyon ve komplikasyonlara etkisi araştırılmaya devam edecektir. Bu yüzden gelecekte örneklem büyüklüğünün arttırıldığı çalışmalara ihtiyaç vardır.