Kamusal mekân ve kolektif bellek bağlamında istasyon binalarının incelenmesi ve hızlı tren istasyonlarına dönüşümü


Tezin Türü: Yüksek Lisans

Tezin Yürütüldüğü Kurum: Gazi Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Türkiye

Tezin Onay Tarihi: 2013

Öğrenci: LALE SEVAL BİLTEKİN COŞKUN

Danışman: NEŞE GURALLAR

Özet:

Anadolu topraklarında 1856 yılında ilk demiryolunun inşasıyla başlayan demiryolları yatırımları 1950'lerde ulusal stratejiler sebebiyle durma noktasına gelmiştir. Bu duraklama dönemi Türkiye'nin 1999 yılında Avrupa Birliği'ne aday olması ile son bulmuştur. 2003 yılında Avrupa Birliği'nin, Türkiye'nin demiryolu ağını güçlendirmesini üyelik sürecinde bir koşul olarak belirlemesiyle yatırımlar tekrar ivme kazanmıştır. Son on yılda yatırımlar devam etse de 50 yıllık duraklama dönemi, Türkiye'de demiryolu mimarisinde büyük bir boşluk oluşmasına neden olmuştur. Demiryolu ülkeler için bir gelişmişlik göstergesiyken istasyonlar da anıtsal yapılarıyla kente giriş kapısıdır ve kent için en önemli kentsel kamusal mekânlardan biridir. Türkiye'nin ise bu anlamda ilk akla gelen yapıları Haydarpaşa, Ankara ve Edirne-Karaağaç garlarıdır. Ayrıca Haydarpaşa ve Ankara Garları kamusal mekân olmasının yanı sıra kolektif bellekte de son derece önemli yerlere sahiptir. Ancak yeni demiryolu projelerinin hayata geçmesiyle işlevlerini yitirme tehlikesiyle karşı karşıya kalmışlardır. Bu sebeple tez çalışması kapsamında Haydarpaşa ve Ankara Garlarının içinde bulunduğu süreci geçirmiş ve modernize edilerek hızlı tren istasyonu haline gelmiş olan İngiltere'den King's Cross ve St. Pancras hızlı tren istasyonları ele alınmış; kamusal mekân ve kolektif bellek açısından incelenmiştir. Karşılaştırma amacıyla bu iki örneğin yanı sıra günümüzde rektörlük binası olarak kullanılan Edirne-Karaağaç Garı da incelenmiştir. Böylece Haydarpaşa ve Ankara Garı'nın geleceği ile ilgili öneri niteliğinde sonuçlara ulaşılmıştır.