Tezin Türü: Tıpta Uzmanlık
Tezin Yürütüldüğü Kurum: Gazi Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Türkiye
Tezin Onay Tarihi: 2013
Tezin Dili: Türkçe
Öğrenci: Yakup Alsancak
Danışman: ATİYE ÇENGEL
Özet:Amaç: İçinde bulunduğumuz yüzyılda kalp damar hastalıkları dünya genelinde halen önemli bir mortalite ve morbitide sebebidir. Her geçen gün giderek artan hasta sayısı sebebiyle hastalığın tanı, tedavi ve prognozuna etki eden yeni yöntemler geliştirilmektedir. D vitamini son 2 dekadda bu konu içerisinde kendisine önemli bir yer bulmuştur. Yöntem: Çalışmamıza Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyoloji AnabilimDalı'nda Ağustos 2012 ve Temmuz 2013 tarihleri arasında hemodinami laboratuvarında koroner anjiyografi endikasyonu konulan ve koroner anjiyografi yapılan toplam 746 (300 kadın, 460 erkek; min. 19, maks. yaş 87 ort. yaş: 60.44) hasta alındı. Hastalar; D vitamini düzeyine göre 20 ng/ml altında (n=602) grup 1 ve üstünde (n=144) grup 2 olmak üzere iki ayrı gruba ayrıldı. Aynı zamanda paratiroid hormon düzeyleri ölçüldü. Gruplar arasında, D vitamini ile koroner arter hastalığı yaygınlığı ve ciddiyeti arasındaki ilişki gensini skorlama sistemi ile değerlendirildi. Bulgular: Hastaların bazal karakteristikleri ve demografik özellikleri açısından gruplar arasında anlamlı fark yoktu. Hastaların lipid profilleri arasında her iki grupta da anlamlı bir fark izlenmedi. LDL düzeyi birinci grupta 121,61±41,5 mg/dl, ikinci grupta 118,29±40,6 mg/dl olarak değerlendirildi (p=0,668). Sistolik ve diyastolik kan basınçları arasında önemli bir farklılık izlenmedi. Gruplar arasında koroner arter hastalığı için risk faktörleri olan diyabetes mellitus, hipertansiyon ve sigara kullanımı açısından fark saptanmadı. Çalışmaya alınan hastaların serum D vitamin düzeyi ortalamalası 15,54±7,46 ng/ml olarak bulundu. Serum D vitamini düzeyi grup 1'de 12.6±3.3 ng/ml, grup 2'de 27.5±7.8 ng/ml olarak saptandı. Kadın hastalarda ortalama D vitamini düzeyi 15.28±7.95 ng/ml, erkek hastalara ait ortalama D vitamini düzeyi 16.43±8.09 ng/ml olarak saptandı (p=0.097). Serum parathormon düzeyi ortalaması 43.5±28.82 ng/ml olarak bulundu. Parathormon düzeyi grup 1'de 43.7±29.4 pg/ml, grup 2'de 43.1±26.2 pg/ml olarak saptandı ve gruplar arasında istatiksel olarak anlamlı bir fark yoktu ( p= 0.826). Tüm çalışma grubunda gensini skoru ortalaması 26.25±34.32 olarak bulundu. D vitamini< 20 ng/ml olan grupta gensini skoru ortalama 26.4±35.7 , D vitamini > 20 ng/ml olan grupta 25.5±27.5 olarak tespit edildi. Gruplar arasında istatiksel olarak anlamlı farklılık saptanmadı (p= 0.097). %50'nin üzerinde darlığı sahip tıkayıcı koroner arter hastalığı olan hastalar arasında istatiksel olarak anlamlı bir farklılık izlenmedi (p=0.110). Akut koroner olay hikayesi olan hastalarda, akut koroner sendrom tipi ile D vitamini arasında istatiksel olarak anlamlı bir farklılık izlenmedi (p=0.534). Sonuç: D vitamini düzeyi ile koroner arter hastalığı ciddiyeti ve yaygınlığı arasında anlamlı bir ilişki saptanmamıştır. Aynı şekilde parathormon düzeyleri ile koroner arter hastalığı ile ciddiyeti arasında anlamlı bir ilişki olmadığı gösterilmiştir. D vitamininin kardiyovasküler hastalıklar üzerinde etkinliğinin değerlendirilmesi için çevresel ve bireysel özelliklerin benzer olduğu homojen gruplar arasında daha geniş çaplı çalışmalara ihtiyaç vardır.