Tezin Türü: Doktora
Tezin Yürütüldüğü Kurum: Gazi Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Türkiye
Tezin Onay Tarihi: 2013
Öğrenci: FATMA YALPI ALTUN
Danışman: ÖZGÜR UZUN
Özet:Kök kanallarının şekillendirilmesinde döner hareketin yanında resiprokasyon hareketini kullanan enstrüman sistemleri de bulunmaktadır. Reciproc ve WaveOne sistemler yakın zamanda farklı firmalar tarafından geliştirilerek piyasaya sürülmüş tek-kullanım ve tek-eğe konseptine sahip resiprokasyon sistemleridir. Bu çalışmada, Reciproc ve WaveOne NiTi tek-eğe resiprokasyon sistemleri ile ProTaper NiTi döner sistemin hazır şeffaf akrilik blokların eğimli yapay kanallarını şekillendirme yetenekleri ve güvenilirliklerinin karşılaştırılması ve akrilik blokların eğimli yapay kanallarında döner hareket ve resiprokasyon hereketiyle kullanılan NiTi enstrümanların kullanım sonrası yüzeylerinde meydana gelen topografik değişikliklerin incelenmesi amaçlanmıştır. Çalışmamızın ilk bölümünü oluşturan şekillendirme yeteneği deneyinde, 90 adet akrilik blok üç gruba ayrıldıktan sonra yapay kanalların şekillendirme öncesi çalışma boyları tespit edilmiş, kanal eğim açıları ölçülmüş ve blokların meziyodistal, bukkolingual ve apikokoronal yönde işlem öncesi dijital görüntüleri alınmıştır. Oluşturulan üç grup, üç farklı enstrüman sistemiyle etkin çalışma süreleri kaydedilerek şekillendirilmiştir (1. grup ProTaper SX-F2 enstrümanlar, 2. grup Reciproc R25 enstrüman, 3. grup WaveOne Primary enstrüman ile). Şekillendirme işleminden sonra, yapay kanalların çalışma boyları ve kanal eğim açıları tekrar ölçülmüş ve blokların meziyodistal, bukkolingual ve apikokoronal yönde işlem sonrası dijital görüntüleri alınmıştır. İşlem öncesi ve sonrasında alınan görüntüler özel bilgisayar programları kullanılarak çakıştırılmış ve elde edilen görüntüler üzerinde ölçümler yapılmıştır. Meziyodistal yön göz önünde bulundurulduğunda, eğimin iç kısmında ProTaper sistem; eğimin dış 187 kısmında ise WaveOne sistem, diğer sistemlerle karşılaştırıldığında, daha fazla miktarda madde uzaklaştırmıştır. Bukkolingual yön göz önünde bulundurulduğunda, kanalın bukkal ve lingual kısmında WaveOne sistem, diğer sistemlerle karşılaştırıldığında, daha fazla miktarda madde uzaklaştırmıştır. Meziyodistal yön göz önünde bulundurulduğunda ProTaper sistem; bukkolingual yön göz önünde bulundurulduğunda WaveOne sistem, diğer sistemlerle karşılaştırıldığında, daha fazla miktarda genişletme yapmıştır. Meziyodistal yönde en az miktarda kanal transportasyonu Reciproc sistem ile; bukkolingual yönde en az miktarda kanal transportasyonu ProTaper sistem ile elde edilmiştir. Şekillendirme süresi bakımından Reciproc ve WaveOne sistemler daha etkin; çalışma boyu değişimi açısından ProTaper ve Reciproc sistemler daha güvenilir; kanal eğim açısı değişimi açısından Reciproc sistem daha güvenilir bulunmuştur. Şekillendirme sırasında hiçbir grupta enstrüman kırığı meydana gelmediğinden, tüm sistemler enstrüman kırığı bakımından güvenilir bulunmuştur. Çalışmamızın ikinci bölümünü oluşturan AFM deneyinde, birer adet yeni PoTaper F2, Reciproc R25 ve WaveOne Primary enstrüman ve eğimli yapay kanala sahip 3 adet hazır şeffaf akrilik blok kullanılmıştır. Her bir enstrüman şekillendirme işleminde kullanılmadan önce AFM cihazına yerleştirilmiş ve dinamik modda uç 3 mm?lik kısımları boyunca 5 farklı nokta ve 2 farkli alan taranmıştır. Her bir enstrüman için şekillendirme işlemi öncesi 3-boyutlu AFM görüntüleri ve RMS ve Ra analiz verileri kaydedilmiştir. Her bir enstrüman yapay kanalların şekillendirilmesinde kullanıldıktan sonra AFM cihazına tekrar yerleştirilmiş ve şekillendirmeden önce taranan nokta ve alanlar taranmıştır. Her bir enstrüman için şekillendirme işlemi sonrası 3-boyutlu AFM görüntüleri ve RMS ve Ra analiz verileri kaydedilmiştir. Şekillendirme işleminden sonra tüm enstrümanlarda incelenen tüm alanlarda RMS ve Ra değerleri değişmiş ve yüzey bozukluğu meydana gelmiştir. İncelenen alanlarda en 188 fazla yüzey bozulması WaveOne Primary enstrümanda; en az yüzey bozulması ProTaper F2 enstrümanda meydana gelmiştir. İncelenen yüzey alanının boyutu değiştikçe elde edilen bulgular da değiştiğinden, birden fazla alanın incelenmesinin elde edilen bulgu ve sonuçlar üzerinde etkili olduğu sonucuna varılmıştır.