Tezin Türü: Tıpta Uzmanlık
Tezin Yürütüldüğü Kurum: Gazi Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Türkiye
Tezin Onay Tarihi: 2008
Tezin Dili: Türkçe
Öğrenci: Salih İnal
Danışman: MEHMET AYHAN KARAKOÇ
Özet:Noktürnal kan basıncında beklenen düsüsün olmadıgı hasta grubu anlamında kullanılan non dipper bireylerde, dipper hipertansiflere göre, hedef organ hasarı sıklıgının arttıgı ve gelisebilecek kardiyovasküler olayların prognozunun daha kötü oldugu gösterilmistir [6, 7]. Günümüzde, non dipper hipertansiyonun patogenezi halen tam olarak anlasılabilmis degildir. Çalısmamızda normotansif hipotiroidi ve SKH hastalarında 24 saatlik AKBM izlemi yoluyla, asikar ve subklinik hipotiroidinin non dipper kan basıncı paterni gelisimine etkisinin arastırılması amaçlanmıstır. Çalısmaya Aralık 2007 ve Haziran 2008 tarihleri arasında, Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Genel Dahiliye ve Endokrinolji Poliklinikleri’nde tanı almıs normotansif hipotiroidi ve SKH hastalarından çalısma kriterlerine uyan 109 hastadan, reverse dipping veya gizli HT saptanması nedeniyle çalısma dısı bırakılanlardan sonra toplam 95 hasta dahil edildi. Kontrol grubu olarak genel dahiliye poliklinigine basvuran 83 saglıklı (normotansif ve ötiroid) bireyden 75’i çalısmaya alındı. Hipotiroidi grubunda TSH medyan degeri 7.61 iken kontrol grubunda bu deger 1.59 olarak saptandı. Ofis ölçümlerindeki sistolik ve diyastolik kan basıncı degerleri ile AKBM ile ölçülen gündüz SKB, DKB ve OAB degerleri kontrol grubunda hipotiroidili bireylere göre anlamlı düzeyde daha yüksek bulundu. Ancak gündüz ölçümleri dısında AKBM degerleri açısından hipotiroidi grubu ile kontrol grubu arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark saptanmadı. Serum trigliserid (p=0.02) ve LDL (p=0.03) düzeyleri ise hipotiroidi grubunda anlamlı olarak daha yüksek bulundu. SKB, DKB ve OAB degerleri için dipper birey sayısı hipotiroidi grubunda sırasıyla 28/95 (%29.5), 55/95 (%57.9) ve 38/95 (40%), kontrol grubunda ise sırasıyla 43/75 (%57.3), 61/75 (%81.3) ve 54/75 (%72) olarak kaydedildi. ki grup arsındaki farkın, her üç parametre için de anlamlı oldugu görüldü. (p<0.001) Tüm hipotiroidi grubu ve SKH alt grubu kontrol grubuyla ayrı ayrı karsılastırıldıgında dipping açısından her üç parametre için de anlamlılık korunmaktaydı. Ayrıca, non dipper patern ile TSH, sT3, sT4, sigara içimi, VK , yas ve cinsiyetin iliskili olup olmadıgı Spearman’s korelasyon testi ile çalısıldı. Bu parametrelerden sadece TSH’nın SKB,DKB ve OAB’deki dipping ile negatif yönde bir iliskisinin oldugu gözlendi. Sonuç olarak; her ne kadar SKH’nin non dipper kan basıncı profili üzerindeki olası etkisinin mekanizması tam olarak bilinmiyorsa da, hipotiroidi hastalarında non dipper kan basıncı profiline daha sık rastlanmaktadır. Ayrıca non dipper patern SKH’li hastalarda da daha fazla görülmektedir. Non dipper kan basıncı profilinin pek çok olumsuz etkisi dikkate alındıgında, tiroid hormon tedavisine SKH’li olgularda da baslamanın gerekliligi ortaya çıkmaktadır.