363 NUMARALI (H.974 - M.1567 TARİHLİ) TAHRİR DEFTERİNE GÖRE SAKIZ ADASI


Tezin Türü: Yüksek Lisans

Tezin Yürütüldüğü Kurum: Gazi Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Türkiye

Tezin Onay Tarihi: 2009

Tezin Dili: Türkçe

Öğrenci: Murat KEKEÇ

Danışman: YASEMİN DEMİRCAN

Özet:

Tarih boyu Anadolu'ya hâkim olan devletlerin hâkimiyet mücadelelerinin önemli ve zor bir yönü olan Ege Denizi ve Ege Adaları hâkimiyeti, Osmanlı Devleti'nin de ilgisini çekmis olmalı ki daha kurulus döneminden itibaren burada yer alan adaları dogrudan ya da dolaylı olarak elde tutmaya çalısmıslardı. Elbette ki bu adaların varlıgı bir devlet için vazgeçilmez öneme sahipti. Bu önem içindir ki Osmanlı Devleti de bu hassas cografyanın denetimi konusunda özellikle esnek bir politika gütmüstü. Bölgenin cografi ve etnik yapısı göz önüne alındıgında bu uygulamanın bir zorunluluktan kaynaklandıgı görülmektedir. Osmanlıların çogunlukla Adalar Denizi ya da Cezayir-i Bahri Sefid (Akdeniz Adaları) isimleriyle tesmiye ettikleri bu cografi bölgenin önemli ve büyük adalarından olan Sakız Adası Osmanlı Devleti'nin yükselme döneminde Cezayir-i Bahr-i Sefid Eyaleti'nin bir sancagı olarak sınırlara dâhil olmustu. Kanuni Sultan Süleyman'ın son dönemlerine tekabül eden bu fetih Osmanlı Devleti'nin bu ada üzerindeki 346 yıllık hâkimiyetini baslatmıstı. Devlet denetimi altına aldıgı her bölge için uyguladıgı vergi nüfusunu kayıt altına alma isini bu ada için de uygulamıs ve adanın fethine müteakip ve fethinden hemen sonra olmak üzere bölgede yasayan vergi nüfusunu tespit etmek üzere tahrir yaptırmıstı (1566 1567). Bu çalısmanın konusunu teskil eden 1567 yılına ait tahrir defteri bölgede yasayan vergi nüfusunu, nüfusun ödedigi cizye miktarını bildirmektedir. Defterden adada o tarihlerde yasayan yaklasık insan sayısını, halkın ödedigi vergilerden devletin elde ettigi gelir miktarını, adada yasayan insanların etnik (Rum, İtalyan), dini (Ortodoks, Katolik) toplumsal (bey, kethüda), medeni (dul, bekâr), bedeni (agma), mesleki (degirmenci, tüccar) durumlarını, geldikleri yerler (Venedik, İstanbul) gibi adanın o günkü sartlarına dair birçok ipucunu bulmak mümkün olmaktadır. Osmanlı Türkçesinin Siyakat adı verilen yazı türüyle yazılmıs bu kayıtların sifrelerinin çözülmesiyle Türk tarihinin önemli sayfalarından olan Osmanlı Tarihi daha da aydınlanacaktır. Her geçen gün sayıları artan bu tür çalısmalardan gelecekte güzel sonuçlara ulasılacagı simdiye kadar yapılan çalısmalardan anlasılmaktadır.