Varis etiyopatogenezinde lökosit aktivasyonu ile apopitozisin ilişkisi


Tezin Türü: Tıpta Uzmanlık

Tezin Yürütüldüğü Kurum: Gazi Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Türkiye

Tezin Onay Tarihi: 2010

Öğrenci: NAİM BORAN TÜMER

Danışman: ERKAN İRİZ

Özet:

Çalışmamızda, günümüzde önemli bir sağlık sorunu haline gelmiş kronik venöz yetmezliğin etiyopatogenezini araştırmayı hedefledik. Venöz yetmezlik tüm dünyada ciddi bir sağlık sorunu olmasına rağmen bugüne kadar herkesin üzerinde anlaştığı tek bir etiyopatogenez ortaya konulamamıştır. Bir hastalığın etiyopatogenezinin iyi anlaşılması o hastalığa karşı tedavi stratejilerinin de o kadar başarılı olmasını sağlayacaktır. Buradan hareketle, çalışmamıza kronik venöz yetmezliği olan ve ameliyat kararı alınmış olan 46 adet hastayı dahil ettik. Hastaların hepsi CEAP sınıflandırmasına göre C3- C6 evrelerinden seçilmiştir. Hastaların ameliyat sırasında çıkarılması planlanan safen venlerinden ve brakiyal venlerinden alınan kan numunelerinde kaspaz-8, kaspaz-9, tam kan sayımı ve basınç tayinleri yapılmıştır. Tam kan sayımında hastaların özellikle lökosit tiplendirmeleri ve enflamasyona eşlik eden apopitozis azalması tespit edilmeye çalışılmıştır. Çalışmamızın sonuçlarına göre, apopitozis başlatıcı enzimlerinden kaspaz-8 ve kaspaz-9 kan örneklerinde anlamlı olarak yüksek bulunmuştur. Aynı zamanda safen venden alınan kan örneklerinde beklediğimiz gibi beyaz küre, nötrofil, ve monosit sayıları anlamlı olarak düşük bulunmuştur. Son yıllarda üzerinde çok durulan lökosit tuzak teorisine göre venöz hipertansiyona bağlı lökositler ekstravaze olarak mikrosirkülasyonda takılmakta ve aktive olarak çeşitli maddeler salgılamaktadırlar. Bizim düşüncemize göre, çalışmamızın sonuçlarıyla lökosit tuzak teorisi desteklenmektedir. Ayrıca, kaspaz-8 ve kaspaz-9 miktarlarındaki yükseklil,apopitozisin başlatılmaya çalışılmasına rağmen azaldığını ve aktive olan lökositlerle ciddi anlamda etkileştiği sonucuna götürmüştür. Bir hastalığı etiyopatogenezinin bilinmesi, hastalığa karşı alınabilecek koruyucu tedbirler ve ortaya çıktıktan sonra yapılabilecek tedavi stratejileri açısından çok önemli bir yer tuttuğunu düşünmekteyiz.