Tezin Türü: Yüksek Lisans
Tezin Yürütüldüğü Kurum: Gazi Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, EĞİTİM BİLİMLERİ ANABİLİM DALI, Türkiye
Tezin Onay Tarihi: 2021
Tezin Dili: Türkçe
Öğrenci: Sema Şen Ergün
Danışman: Yücel Yücel Gelişli Yücel Gelişli
Özet:
Osmanlı İmparatorluğu’nun XIX. Yy’ ın ikinci yarısından itibaren yaşadığı büyük değişimler; bir yandan toprak kayıplarını engelleme bir yandan da eşitlik, adalet, özgürlük ve milliyetçilik kavramlarının özümsenerek yeni bir toplum modeli oluşturma çabası olarak kendini göstermekteydi. XX. yy başlarında II. Meşrutiyet’in ilanı ile devletin yeniden anayasal düzene geçişini sağlanmış, Meşrutiyet’le birlikte kadınlar da, toplumdaki değişimde kendilerini göstermeye, seslerini daha yüksek tondan duyurmaya başlamışlardı. Ancak Birinci Dünya Savaşı sonrası Osmanlı İmparatorluğu’nun dağılması, Mondros Ateşkesi ile Anadolu’nun işgal edilmesi Türk kadını açısından II. Meşrutiyet’le başlayan haklarını elde etme mücadelesinin bir süre ertelenmesine, Türk Yurdu’nun varoluş mücadelesine dönüşmesine sebep olmuştur. Yeni Türk Devleti’nin kurulması, ülkenin işgalden kurtarılması ve sonrasında başlayan devrimler süreci ile Türk kadınının Cumhuriyet’in ilanına giden yolda büyük roller üstlenmiştir. Türkiye Cumhuriyeti’nin değerlerini taşıyan, aktaran ve koruyan bireyler olmanın yanında aynı zamanda bu özelliklere sahip bireyler yetiştirme rolü ile Cumhuriyet’in de öznelerinden biri olmuştur. Kuşkusuz Cumhuriyet’in değerlerinin sonraki nesillere aktarılmasında eğitim ve öğretimin de başat rolü göz önünde bulundurularak yeni kurulan Türkiye’nin okullarında eğitim ve öğretim programları da yeniden düzenlenmiştir. Tarih öğretim programları ve ders kitapları da bu çerçevede yeniden düzenlenmiştir. Tarih öğretiminde değişen amaçlar doğrultusunda Genç Cumhuriyet’in ilk yıllarından itibaren devletin en önemli kurucu unsurlarından biri olan Türk kadını da toplum yapısında olduğu gibi ders kitaplarında da yerini almaya başlamıştır. Bu çerçevede araştırmanın amacı; 1932 ve 1960 yılları arasında ortaöğretimde okutulan Türkiye Cumhuriyeti Tarihi Ders kitaplarında kadın imgesini ve ders kitaplarına yansımasını incelemektir.1931 yılında Atatürk’ün isteği ile Türk Tarihini Tetkik Cemiyeti tarafından hazırlanan dört ciltlik ortaöğretim tarih ders kitapları arasında olan Tarih IV ders
vii
kitabından başlanarak; 1960 yılına kadar ortaöğretimde okutulmuş olan Enver Ziya Karal, Enver Behnan Şapolyo, Mükerrem Su ve Mükerrem Kamil Su, Neriman Serdarlar ve Fahriye Yazgan’a ait Türkiye Cumhuriyeti Tarihi ders kitaplarında “kadın imgesi” nin nasıl yer aldığı incelenmiştir. Araştırma, Nitel Araştırma Yöntemlerinden tarihsel modelle desenlenmiştir. Veri toplamada doküman analizi tekniği kullanılmış, veriler betimsel analiz yöntemi ile temalar belirlenerek analiz edilmiştir. İncelemede devrimlerin yapıldığı siyasi, toplumsal, ekonomik ve askeri alanlar temalar belirlenmiş, ders kitapları incelenerek bu temalar üzerinden kodlar çıkarılarak verilere ulaşılmıştır. Araştırmada elde edilen verilen 1931-1950 arası ve 1950-1960 arası olmak üzere iki döneme ayrılarak incelenmiştir. Her iki döneme ait veriler karşılaştırmalar yapılarak değerlendirilmiştir. Cumhuriyetin ilk yıllarında okutulan ortaöğretim Türkiye Cumhuriyeti Tarihi ders kitaplarında kadını imgesinin “eşit, güçlü, iyi eğitim almış, iyi eğitim vererek çocuklar yetiştiren, modern, cumhuriyetle birlikte her alanda varlık göstermesi istenen” bir şekilde verildiği görülmüştür. Kadın imgesinin yer aldığı konuların işlenişinde ağırlıklı olarak Atatürk’ün farklı zamanlarda ve yurt gezilerinde konuşmaları üzerinden alıntılar yapılmıştır. Kendine güvenen, güçlü ve eşit haklarla donatılmış, Türk kadını imgesinin toplumun geneline yaygınlaştırılmasının büyük önem taşıması ve ortaöğretim ders kitabına yansıması son derece belirgindir. İş yaşamında, ev yaşamında ayrı ayrı roller üstlenen kadının bu durumun altından başarı ile kalktığı da dile getirilmiştir. Ancak 1945’li yıllardan başlayarak ders kitaplarında değişimler yapılmasıyla farklılaşma başlamış, 1950’li yıllarda kadın imgesinin daha sınırlı, daha az verilmeye başlanması ile de kendini daha çok göstermiştir. Türk kadınının Cumhuriyet’le gelen özne olma özelliği yavaş yavaş silikleşmeye başlamıştır. Cumhuriyet’in ilk yıllarında her alanda her meslekte Türk kadının var olması gerekliliği ve önemi vurgusu Atatürk’ün konuşmalarından alıntılarla verilirken ders kitaplarındaki bu alıntılar, kadının toplumdaki eşit konumu vurgusu 1950 sonrası giderek azalmış,1960’lı yıllara doğru daha da hafiflemiştir. Günümüzde Türk kadınının toplumsal olarak eşit, güçlü toplumun her alanında varlık gösteren konumunun güçlendirilmesi için tarihsel olarak kadın imgesinin geçirdiği sürecin incelenmesinin bu nedenle daha fazla önem taşıdığı ve yol gösterici olacağı düşünülmektedir.
Anahtar Kelimeler : Kadın, eğitim.