Lösemisi Olan Çocuklarda Semptom Kümelemesive Ebeveynlerin Bakım Yükü Arasındaki İlişki


Tezin Türü: Yüksek Lisans

Tezin Yürütüldüğü Kurum: Gazi Üniversitesi, Türkiye

Tezin Onay Tarihi: 2016

Tezin Dili: Türkçe

Öğrenci: Esra Erdem

Danışman: EBRU KILIÇARSLAN TÖRÜNER

Özet:

Araştırma, lösemi tanısı olan çocuklarda semptom kümeleri ve ebeveynlerin bakım yükü arasındaki ilişkinin incelenmesi amacıyla gerçekleştirilmiştir. Araştırma Ankara da bulunan üç eğitim ve araştırma hastanesinin çocuk hematoloji ve onkoloji kliniklerinde yürütülmüştür. Araştırma örneklemine, 01 Ocak 2015 01 Haziran 2016 tarihleri arasında, ALL ve AML tanısı ile tedavi protokolü başlamış olan 10-18 yaş aralığında toplam 44 çocuk ve ebeveyni alınmıştır. Verilerin toplanmasında çocuk ve ebeveynin tanımlayıcı özelliklerini ve çocuğun hastalığına yönelik bilgilerini içeren veri toplama formu, semptomları değerlendirmek için Memorial Semptom Değerlendirme Ölçeği 10-18 (MSDÖ 10-18) ve ebeveynlerin bakım yükünü belirlemek için Zarit Bakım Verme Yükü Ölçeği (ZBVYÖ) kullanılmıştır. MSDÖ 10-18 den alınabilecek en düşük puan 0, en yüksek puan 4 tür. Puan yükseldikçe semptomların sıklığı, şiddeti ve verdiği rahatsızlık da artış göstermektedir. ZBVYÖ nden ise 0 ve 88 arasında puan alınabilmekte ve puan arttıkça bakım yükü de artış göstermektedir. Verilerin değerlendirilmesinde frekans, yüzde, Spearman testi ve küme analizi kullanılmıştır. Çocukların yaş ortalaması 13,70 ± 2,28 ve çoğunun erkek (%72,7) olduğu bulunmuştur. Anne ve babaların yaş ortalamaları sırasıyla 39,86 ± 6,34 ve 43,72 ± 6,74 olarak belirlenmiştir. Çocukların tanısının %86,4 ünün ALL, %13,6 sının AML olduğu görülmüştür. Çocukların tedavi süresinin 5,10 ± 5,16 ay ve tanı alma yaşının 13,36 ± 2,33 olduğu saptanmıştır. Çocuklarda görülen semptomlara bakıldığında, çocukların en çok 24, en az 1 semptom deneyimledikleri ve deneyimledikleri semptom sayısı ortalama 12,56 ± 5,40 olarak bulunmuştur. En sık deneyimlenen semptomların bulantı (%77,3), halsizlik (%75,0) ve kusma (%70,5) olduğu görülmüştür. Küme analizi sonucunda dört semptomkümesi belirlenmiştir. MSDÖ 10-18 ile ZBVYÖ puan ortalamaları arasındaki ilişki pozitif yönde anlamlı bulunmuştur (p < 0,05). Buna göre çocuktaki semptomlar artıkça ebeveynlerin bakım yüküde artış göstermektedir. Kanser tedavisi gören çocuklara bakım veren hemşirelerin semptom kümelerinin yapısını anlaması ve değerlendirebilmesi daha iyi bir semptom yönetimi uygulayabilmelerini sağlayabilir. Kanser tedavisi gören çocuklarda semptomlar arttıkça ebeveynlerin bakım yükü arttığından çocuk ve ailenin hem fiziksel hem de psikososyal açıdan değerlendirilmeleri önemli bir hemşirelik girişimidir.