HİPERTERMİNİN DİŞİ GERM HÜCRELERİNE ETKİSİNİN YAPISAL DÜZEYDE İNCELENMESİ


Tezin Türü: Yüksek Lisans

Tezin Yürütüldüğü Kurum: Gazi Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Türkiye

Tezin Onay Tarihi: 2010

Tezin Dili: Türkçe

Öğrenci: İrem İNANÇ

Danışman: DENİZ ERDOĞAN

Açık Arşiv Koleksiyonu: AVESİS Açık Erişim Koleksiyonu

Özet:

Hipertermi vücut sıcaklığının 41° C ya da daha yüksek bir değere ulaĢmasıyla ortaya çıkan ve sıcak çarpmasına yol açabilen bir durumdur. Sıcak stresi ovaryum üzerinde çeĢitli anomalilere neden olur. Bunlar düĢük kalitede oosit üretimi, oosit membran bozukluğu, kromozomal anomaliler ve embriyonal geliĢim bozuklukları olarak sıralanabilir. Hipertermi, ovaryum üzerinde yaptığı bu olumsuzlukları oksidatif stres ve apoptozis yoluyla gerçekleĢtirmektedir. Süperoksit dismutaz (SOD) ise serbest oksijen radikallerini ortadan kaldırarak, oksidatif stresi engelleyebilen ve apoptotik süreci geri döndürebileceği düĢünülen antioksidan bir maddedir. Tüm bu nedenlerden ötürü çalıĢmamızda; hipertermi ile oluĢturulan ısı stresinin ve stres öncesinde kullanılan SOD’ un, ovaryum üzerindeki koruyucu ve tedavi edici etkilerinin apoptotik ve oksidatif stres belirteçleri kullanılarak belirlenmesi amaçlanmıĢtır. ÇalıĢmada kullanılan 54 adet Wistar-albino cinsi diĢi sıçan, her grupta 6 denek olacak Ģekilde 9 gruba ayrılmıĢtır. Kontrol grubu olarak belirlenen birinci gruptaki denekler sıcaklığı 22° C’ye ayarlanmıĢ havuzda 20 dakika süre ile tutulmuĢ ve 24 saat sonra kesilerek ovaryum dokuları alınmıĢtır. Ġkinci gruptaki deneklere hipertermi uygulamasından bir saat önce NaCl+Katalaz uygulanmıĢ daha sonra 42ºC’ de sıcak su banyosunda 20 dakika bırakılmıĢ ve hipertermi uygulamasından 30 dakika sonra dokuları alınmıĢtır. Üçüncü gruptaki denekler hipertermi uygulamasından bir saat önce NaCl+Katalaz uygulanmıĢ, daha sonra 42ºC’ de sıcak su banyosuna 20 dakika bırakılmıĢ ve hipertermi uygulamasından 6 saat sonra dokuları alınmıĢtır. Dördüncü gruptaki deneklere hipertermi uygulamasından bir saat önce NaCl+Katalaz uygulanmıĢ, 42ºC’ de 20 dakika su banyosuna bırakılmıĢ ve hipertermi uygulamasından 24 saat sonra dokuları alınmıĢtır. BeĢinci gruptaki deneklere, hipertermi uygulamasından bir saat önce NaCl+Katalaz uygulanmıĢ, ardından 42ºC’ de 20 dakika sıcak su banyosuna bırakılarak hipertermi uygulamasından 72 saat sonra dokuları alınmıĢtır. Altıncı gruptaki deneklere, hipertermi uygulaması öncesi NaCl+ Katalaz+ SOD enjeksiyonu yapılarak 42ºC’ de 20 dakika sıcak su banyosuna bırakılmıĢ ve hipertermi uygulaması sonrası 30. dakikada dokuları alınmıĢtır. Yedinci gruptaki deneklere, hipertermi uygulamasından bir saat önce NaCl+ Katalaz+ SOD enjeksiyonu yapılmıĢ, 42ºC’ de 20 dakika sıcak su banyosuna bırakılmıĢ ve hipertermi uygulaması sonrası 6. saatte dokuları alınmıĢtır. Sekizinci gruptaki deneklere, hipertermi uygulamasından bir saat önce NaCl+ Katalaz+ SOD enjeksiyonu yapılarak 42ºC’ de 20 dakika sıcak su banyosuna bırakılmıĢ ve hipertermi uygulama sonrası 24. saatte dokuları alınmıĢtır. Dokuzuncu grup deneklere hipertermi uygulamasından bir saat önce NaCl+ Katalaz+ SOD enjeksiyonu yapılarak, 42ºC’ de 20 dakika sıcak su banyosuna bırakılmıĢ ve hipertermi sonrası 72. saatte dokuları alınmıĢtır. Alınan dokular alıĢılagelmiĢ ıĢık mikroskobik izleme yöntemlerinden geçirilerek parafin bloklar oluĢturulmuĢtur. Hiperterminin neden olduğu apoptozise, sitozolik bir antioksidan olan süperoksit dismutazın (SOD) koruyucu ve tedavi edici etkilerinin belirlenmesi amacıyla Kaspaz 3, HSP 70 protein düzeylerine etkisinin belirlenebilmesi amacıyla HSP 70 ve proliferasyonu belirlemek amacıyla PCNA immünreaktiviteleri değerlendirilmiĢtir. PCNA immünreaktivitesinin kontrol gruplarında granuloza ve teka interna hücrelerinde, oositte ve korpus luteumda çekirdeklerde kuvvetli tutulum gösterdiği belirlenmiĢtir. SOD uygulamasıyla birlikte, sekonder follikül granüloza ve teka interna hücrelerindekiimmünreaktivitenin diğer gruplara karĢın biraz daha az olduğu saptanmıĢtır. HSP 70 immünreaktivitesinin kontrol ve katalaz verilen sham kontrol gruplarında, folliküllerin granüloza ve teka interna hücreleri ile korpus luteum hücrelerinde belirgin olduğu görülmüĢtür. Ancak SOD’ un koruyucu etkisiyle HSP 70 tutulumunun daha azaldığı belirlenmiĢtir. Kaspaz-3 immünreaktivitesi ise kontrol gruplarında orta dereceli olarak belirlenirken, SOD uygulanmıĢ gruplarda apoptozisin engellediğini simgeleyen görünüm belirlenmiĢtir. Özellikle 24. ve 72. saatlerde geliĢen follikül granüloza ve teka interna hücreleri ile oositte son derece az Kaspaz-3 immunreaktivitesi dikkati çekmiĢtir. Sonuç olarak hiperterminin sıçan ovaryum dokusu, oosit, granüloza ve teka interna hücreleri ile korpus luteumda belirgin hasara neden olduğu saptanmıĢtır. Hasar, özellikle tek sıralı ve çok sıralı primer folliküllerde ve sekonder folliküllerde izlenmiĢtir. Kontrol ve hipertermi gruplarında PCNA, HSP 70 ve Kaspaz-3 belirteçlerinin boyanmasının daha yoğun olduğu gözlemlenirken, SOD uygulanan gruplarda bu bulguların zayıfladığı belirlenmiĢtir. SOD’ un koruyucu etkisi tüm gruplarda belirgin olarak izlenmiĢtir. SOD uygulamasının genelde 24 saate kadar etkili olduğu, 72. saatte etkisinin göreceli olarak azaldığı belirlenmiĢtir. Bu bulgulara koĢut olarak, hiperterminin ovaryum dokusu üzerinde oluĢturduğu olumsuz etkisinin SOD ile engeleyebileceği kanısına varılmıĢtır.