Gebelerde Bulantı-Kusma Şikayetleri İle D Vitamini Düzeyleri Arasındaki İlişkini İstatistiksel Olarak Değerlendirilmesi


Tezin Türü: Tıpta Uzmanlık

Tezin Yürütüldüğü Kurum: Gazi Üniversitesi, Türkiye

Tezin Onay Tarihi: 2016

Tezin Dili: Türkçe

Öğrenci: Mine Dağgez Keleşoğlu

Danışman: MERİH BAYRAM

Özet:

Bulantı-kusma semptomları ve buna dehidratasyon ve ketonürinin eşlik ettiği daha ileri formu olan hiperemezis gravidarum tablosu gebelikte, özellikle gebeliğin ilk trimesterinde son derece sık görülmektedir. Semptomlar özellikle 5-10. haftalar arasında başlamakta, genellikle de 20. gebelik haftası öncesinde gerilemektedir. Ancak bazı gebeliklerde bu semptomlar doğuma kadar devam edebilmektedir. Bu durum gebelerde kalıcı olabilecek bazı sistemik problemlere yol açabileceği gibi, gebeler ve ailelerinin hayatları üzerinde de ciddi sosyal, ekonomik ve psikolojik etkiler oluşturabilmektedir. Hastane başvurularında da önemli bir yer tutmaktadır. Vitamin D, diyetle alınabilen ancak temelde ultraviolet ışınları etkisi altında ciltten sentezlenebilen, yağda çözünen bir vitamindir. Vücutta pek çok sistem üzerinde etkisi olduğu gösterilmiş olmakla beraber, Vitamin D nin immun fonksiyonlar ve inflamatuar yanıt üzerindeki etkileri son zamanların gözde araştırma konularından biridir. Sık görülen bazı immun aracılı ve inflamatuar hastalıkta vitamin D eksikliğinin ve vitamin D reseptör defektinin rolü gösterilmiştir. Bu hastalıklardan biri de inflamatuar bağırsak hastalıklarıdır. Yapılan çalışmalarda, deneysel olarak oluşturulan VDR defekti sonrasında oluşturulan inflamatuar bağırsak hastalığı tablosu daha şiddetli olmaktadır. Bu etkinin, vitamin D reseptörü taşıdıkları gösterilmiş olan T hücrelerinin, deneysel olarak oluşturulan VDR defekti durumunda, daha fazla IL-17 ve IFN-gama salgılayarak daha hızlı prolifere oldukları ve bu yolla daha şiddetli bir gastrik inflamasyon tablosu oluşturdukları gösterilmiştir. Bu çalışmada, kliniğimize başvuran, gebelikle başlayan bulantı-kusma semptomları bulunan ve hiperemezis gravidarum tablosunun özelliklerini taşıyan ilk trimester gebelerin plazma vitamin D düzeyleri araştırılmış ve düşük vitamin D düzeyleri ile şiddetli bulantı-kusma ve hiperemezis gravidarum tabloları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki olup olmadığı ortaya konmaya çalışılmıştır. Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve DoğumAnabilim Dalı Obstetri Polikliniğine Haziran 2015- Kasım 2015 tarihleri arasında başvuran, gebelikle birlikte başlayan bulantı-kusma semptomları tarifleyen ilk trimesterdeki toplam 200 gebe çalışmaya dahil edildi. Bulantı- kusma semptomlarının şiddeti PUQE (Pregnancy Unique Qualification of Emesis) Skorlama Sistemi kullanılarak derecelendirildi ve plazma vitamin D düzeylerine bakıldı. Vitamin D düzeyi üzerine etkisi olduğu literatürde yapılmış pek çok çalışma ile gösterilmiş olan ten rengi ve giyim şekli gibi parametrelerle PUQE skorları arasında anlamlı bir ilişki olup olmadığı da araştırıldı. Buna göre hafif PUQE skorlarına sahip olan grupta ortalama vitamin D düzeyi 19,45 ng/ml iken, orta ve şiddetli PUQE skorlarına sahip olan grupta ortalama vitamin D düzeyi 13,36 ng/ml olarak saptanmıştır. Giyim şekli , ten rengi ve vitamin D düzeyleri ile ortalama PUQE skorları arasındaki ilişkiye bakıldığında da anlamlı sonuçlar elde edilmiştir. Buna göre açık giyimlilerde ortalama PUQE skoru 6,9 iken kapalı giyimlilerde 9,0 ; beyaz tenlilerde 7.1 iken esmerlerde 8.7 olarak saptanmıştır. Şiddetli vitamin D eksikliği olan grupta ortalama PUQE skoru 9.7 iken , normal vitamin D düzeylerine sahip olan grupta ortalama PUQE skoru 6.1 olarak bulunmuştur. Mevcut bulgular göz önüne alındığında, düşük vitamin D düzeyi ile yüksek PUQE skorları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki mevcuttur. Aynı prensiple, vitamin D eksikliğine yol açtığı gösterilmiş olan esmer cilt tipi ve kapalı giyim gibi faktörlerin de yüksek PUQE skorları ile ilişkili olduğu görülmektedir. Bu verilerden yola çıkarak, gebeliğin bulantı kusması ve hiperemezis gravidarum tabloları ile komplike olan gebeliklerde, ülkemizde şu an önerilmekte olan 12. gebelik haftası sonrası rutin vitamin D destek programına ek olarak, daha erken haftalarda vitamin D düzeyi bakılması ve eksiklik saptananlarda daha erken dönemde vitamin D replasmanı önerilmesi gerektiğini düşünmekteyiz.