Deneysel mimarlık üzerine bir okuma denemesi: Serpentine Galeri Pavyonları


Tezin Türü: Yüksek Lisans

Tezin Yürütüldüğü Kurum: Gazi Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Türkiye

Tezin Onay Tarihi: 2015

Öğrenci: BENAN DÖNMEZ

Danışman: PINAR DİNÇ KALAYCI

Özet:

Mimarlık süreç boyunca mevcut olandan farklılaşan yeni açılımlar aramış ve dolayısıyla kendi var oluş zeminini ve sınırlarını sorgulamıştır. Mimarlıktaki her türlü arayış, öncesinde var olanı eleştiren alternatif birer 'deneme' olarak ortaya çıkmış ve mimarlığın sonrasını etkileyen deneysel çalışmalar olmuştur. Mimarlığın kendine belirlediği yeni ara zemin, mimarlık ve deneyin ara kesitinde tanılanan "deneysel mimarlık" kavramı ile daha görünür hale gelmektedir. Mimarlıkta deneme yapma halinin öncelenmesiyle birlikte, mimarlık yapma biçimlerinde tanımlanmış alanlardan bağımsızlaşmaya eğilimli ve her türlü olasılığa açık bir deneysellik tavrı mimarlıkta gündeme getirilmektedir. Mimari üretimin düşünce ve söylem üreten bir eyleme biçimi olmasının savunulmasıyla birlikte, salt fiziksel inşa ediminin de ötesinde; yeni bir deney, düşünce ya da denemenin inşası da artık mimarlığın oluş alanını tanılamaktadır. Alışılmış olanın, yinelenenin ve dolayısıyla sağlamlaşanın ötesinde bir mimarlık yapma biçimi, mimarlıkta deneysellik ile birlikte ancak zihinde yer edinen kalıplaşmış ve geçerli kabul edilenin yıkımı ile mümkün olmaktadır. Her bir yeni deneme arayışı ile birlikte de, mimarlık zemini asla uzun süre beklenilmeyen ve neticesinde de algısal bağımlılıkların oluşmadığı potansiyel bir aralığa dönüşmekte; deneysel mimarlık, daha devingen, kontrol edilemeyen ve ölçülemeyen bir nitelik kazanmakta, bu durum da literatüre mimarlıkta deneysel bir yaklaşıma dair ortaya konmuş çeşitli söylem ve dağınık bilgi bütünü şeklinde yansımaktadır. Ancak deneysel mimarlık her ne kadar kendi oluş zeminini sınırsızlık ve bağımsızlık üzerine temellendirse de, görece kararlı bir sistematiğe oturmada bazı ilkelere gereksinmektedir. Böylelikle, deneysel mimarlık kendi dinamiklerini belirlerken aksine ölçülebilir olanın araçları kullanılmakta ve mimarlığın tanımlanmış ilk kuralları olan Vitruvius'un "utilitas, firmitas, venustas" ilkeleri ile ilinti kurulmaktadır. Bu üç ilkenin deneysel mimarlık yaklaşımlarındaki karşılıkları üzerinden okunarak, deneysel mimarlığın söylemleri ve ürettiği terminolojinin kategorize edilebilmesi ile tezin kendisi de bizatihi bir deney ya da okuma denemesi olmaktadır. Deneysel mimarlığa ait elde edilen çerçeve ile birlikte nihayetinde, bazı günümüz mimarlık pratikleri irdelenmekte ve deneysellik okumaları yapılmaktadır. Sonuç olarak, mimarlıkta alternatif birer deneme olarak 2000-2014 yılları arasında gerçekleştirilen Serpentine Galeri Pavyonları, değerlendirme ilkeleri aracılığıyla çerçevesi tanılanan deneysel mimarlığın dinamikleri üzerinden ele alınmakta ve çalışma da kendi oluş zeminini bu yöntemle meşrulaştırmaktadır