Dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğunda tedavi öncesi ve sonrasında yürütücü işlevlerin değerlendirilmesi


Tezin Türü: Tıpta Uzmanlık

Tezin Yürütüldüğü Kurum: Gazi Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Türkiye

Tezin Onay Tarihi: 2016

Öğrenci: YASEMİN TAŞ TORUN

Danışman: YASEMEN TANER

Özet:

Çocukluk çağının en sık psikopatolojilerinden biri olan dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğunda (DEHB), dikkat eksikliği, hiperaktivite ve dürtüsellik gibi çekirdek belirtilerin yanı sıra yürütücü işlevlerde de bozukluk olduğu bilinmektedir. Bu çalışmada, DEHB'de tedavi öncesi ve sonrasında yürütücü işlevlerin değerlendirilmesi ve DEHB tedavisinde kullanılan ilaçların yürütücü işlevler üzerindeki etkinliklerinin karşılaştırılması amaçlanmıştır. Araştırma Mart 2013-Aralık 2015 tarihleri arasında gerçekleştirilmiş olup, araştırmaya Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Polikliniğine başvuran 6-12 yaş grubu arasında DEHB tanısı konan ve içleme kriterlerini karşılayan aynı zamanda çalışma için gönüllü olan 95 çocuk katılmıştır. Ayrıca polikliniğe danışmanlık için başvuran ancak herhangi bir psikiyatrik tanı konmamış olgulardan içleme kriterlerini karşılayan ve çalışmaya gönüllü olan 6-12 yaş arasında 40 çocuk kontrol grubu olarak çalışmaya dahil edilmiştir. DEHB grubuna tedavi öncesi ve tedavinin 16.haftasında Conners Öğretmen Derecelendirme Ölçeği (CÖDÖ), Yönetici İşlevlere Yönelik Davranış Değerlendirme Envanteri (YİYDDE) anne/baba ve öğretmen formları, Stroop Testi TBAG formu, İşaretleme Testi (İT) ve Sayı Dizileri Öğrenme Testi (SDÖT) uygulanmıştır. Kontrol grubuna ise Stroop Testi TBAG formu, İT ve SDÖT uygulanmıştır. Verilerin değerlendirilmesinde Mann Whitney U, Kruskall Wallis ve Wilcoxon İşaretli Sıralar Testi kullanılmıştır. Çalışma sonuçlarına bakıldığında; tedavi öncesinde, DEHB tanılı çocukların; performansa dayalı nöropsikolojik testlerde kontrol grubuna göre daha düşük performans gösterdiği gözlenmiştir. Tedavi sonrasında ise hem metilfenidat hem atomoksetin kullanan grupta belirgin performans artışı gözlendiği, ayrıca klinik değerlendirme ölçek puanlarında da anlamlı düşme gözlendiği sonucuna varılmıştır. Tüm sonuçlar değerlendirildiğinde; DEHB tedavisinde kullanılan ilaçların bozulan yürütücü işlevler üzerinde iyileştirici etkisi olduğu sonucuna varılmıştır.