RADYOTERAPİ SONRASI GELİSEN MİYOKARD HASARININ TESPİTİNDE, 18F-FDG PET/BT’NİN VE MİYOKARD PERFÜZYON SİNTİGRAFİSİNİN YERİ


Tezin Türü: Tıpta Uzmanlık

Tezin Yürütüldüğü Kurum: Gazi Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Türkiye

Tezin Onay Tarihi: 2008

Tezin Dili: Türkçe

Öğrenci: KEMAL ÜNAL

Danışman: MUSTAFA ÜNLÜ

Özet:

Bu tez çalısmasında Gazi Üniversitesi Nükleer Tıp Bölümü’nde 18F-FDG PET/BT görüntülemesi yapılan hasta listesi ile, Gazi Üniversitesi Radyasyon Onkolojisi Bölümü’nde mediastinal radyoterapi uygulanan hasta listesi karsılastırıldı. Radyoterapiden en az 4 ay sonra 18F-FDG PET/BT görüntülemesi yapılmıs olan çogunlugu akciger kanseri olan (%89.5) 38 hastaya ulasıldı. Bu hastaların 8 tanesine radyoterapi islemi sonrasında ayrıca miyokard perfüzyon sintigrafisi de yapılmıs oldugu görüldü. Yapılan görsel degerlendirmede, 5 hastada diffüz 18F-FDG tutulumu görüldü (%13), 5 hastada belirgin 18F-FDG tutulumu izlenmedi (%13), 28 hastada ise bölgesel 18F-FDG tutulumu görüldü (%74). Bölgesel 18F-FDG tutulumu izlenen hastalarda, yapılan kantitatif degerlendirme ile bu alanlardaki SUV ölçümlerinin istatistiksel olarak anlamlı derecede yüksek oldugu saptandı (p<0.001). Miyokard perfüzyon sintigrafisi yapılan 8 hastanın 6 tanesinde, 18F-FDG PET/BT ile artmıs metabolizma izlenen alanlarda, sabit hipoperfüzyon görüldü. Radyoterapi uygulamasında kullanılan radyasyon dozlarının miktarı ile, miyokarddaki SUV ölçümleri arasında ise herhangi bir korelasyon bulunamadı. Hastalarda bilinen akut miyokard enfarktüsü veya diyabet öyküleri olmaması ve bu alanların tipik olarak koroner arter bölgeleri ile örtüsmemesi nedeniyle, literatür ile de uyumlu olarak bu alanlarda radyoterapiye baglı miyokard hasarı oldugu düsünüldü. Mediastinal radyoterapi öyküsü olan hastalarda 18F-FDG PET/BT görüntülemesinde, özellikle miyokard bazalinde izlenen hipermetabolik alanların, ileride gelisebilecek kardiyak olayların erken teshisi ve tedavisi açısından yakın takip edilmesi faydalı olacaktır.