Akademik Veri Yönetim Sistemi
Tezin Türü: Yüksek Lisans
Tezin Yürütüldüğü Kurum: Gazi Üniversitesi, Türkiye
Tezin Onay Tarihi: 2015
Tezin Dili: Türkçe
Öğrenci: Mehmet Ata ALPSOY
Danışman: ÇİĞDEM ÖZER
Özet:İskemi-reperfüzyon (I/R) hasarının fizyopatolojisi tam olarak aydınlatılabilmiş değildir. Ancak iskeminin neden olduğu hasarın önemli bir kısmının reperfüzyon sırasında, post- iskemik dönemde olduğu düşünülmektedir. İskemi süreci içerisinde biriken bazı toksik metabolitler, reperfüzyon fazında dolaşıma katılarak, iskemiye maruz kalan dokuda ve uzak organlarda sistemik inflamatuar bir yanıt oluşturmaktadırlar. Çalışmanın amacı; Vasküler endotelyal büyüme faktörü (VEGF) nün deneysel I/R hasarının uzak organ dokularında oluşturabileceği oksidan stres ve antioksidan savunma sistemleri üzerindeki etkinliğini değerlendirmektir. Çalışmada 30 adet Wistar Albino erkek sıçan 5 gruba ayrıldı. Bunlar; 1-Sham, 2-VEGF(V), 3-İskemi-Reperfüzyon (I/R), 4-I/R+V, 5-V+I/R grupları şeklinde belirlendi. Sham grubunda sadece cerrahi prosedür, VEGF grubunda ise cerrahi prosedürü takiben tek doz intravenöz VEGF (0,8 µg/kg) enjeksiyonu uygulandı. I/R ve tedavi gruplarında, cerrahi prosedür ve mesenterik arterin 90 dakika süresince klipajı yapıldı. I/R+V grubunda reperfüzyon süreci sonrasında, V+I/R grubunda ise iskemi periyodu öncesinde tek doz VEGF uygulandı. İskemi periyodundan 4 saat sonra hayvanlar feda edilerek karaciğer, böbrek ve kan dokusu örnekleri alındı. Bütün prosedürler anestezi altında gerçekleştirildi. Dokular oksidatif stres ve antioksidan düzeyleri açısından değerlendirildi. Kan örneklerinde organ fonksiyonları açısından biyokimyasal analizler yapıldı. Gruplar arası farklılığı belirlemede Mann-Whitney U testi kullanıldı. Sonuç: VEGF ün ince bağırsak dokusunda meydana gelebilecek I/R hasarına karşı uzak dokularda belli düzeylerde oksidatif stresi azaltıp, antioksidan düzeylerini arttırarak koruyucu bir etkisi olabileceğini gördük. Yapılacak yeni çalışmalar VEGF ün I/R hasarına karşı koruyucu etkilerinin daha iyi anlaşılmasında fayda sağlamakla beraber, klinikte uygulamaya girmesi halinde hastalık tedavi planlanmasında da yeni ufuklar açabilecektir.