Yenidoğan yoğun bakım hastalarında transkutan parsiyel CO2 ve O2 basıncı ölçümü ile arteriyel kan gazı parsiyel CO2 ve O2 basıncı ölçümlerinin karşılaştırılması


Tezin Türü: Tıpta Uzmanlık

Tezin Yürütüldüğü Kurum: Gazi Üniversitesi, Türkiye

Tezin Onay Tarihi: 2016

Tezin Dili: Türkçe

Öğrenci: Uğur Can Leblebici

Danışman: YILDIZ ATALAY

Açık Arşiv Koleksiyonu: AVESİS Açık Erişim Koleksiyonu

Özet:

Çalışmanın amacı; YYBÜ hastalarında hayati öneme sahip asit-baz dengesi ve oksijenizasyon bozukluklarının tespiti için altın standart olan arteriyel kan gazı PO2 ve pCO2 ölçümlerinin invazif ve beraberinde bazı riskler taşıyan kan örneği ile saptanması ile noninvaziv bir yöntem olan transkutan ölçümler ile belirlenmesinin birbiriyle uyumunun karşılaştırılmasıdır. Hastalar doğum ağırlıkları, doğum şekilleri, perinatal risk faktörleri, intrauterin büyüme düzeyleri, transfuzyon yapılıp yapılmama, inotropik ilaç alıp almama , solunum desteği alıp almama, sepsis tanısı, fototerapi alıp almama durumlarına göre değerlendirilmiştir. Postnatal 1-5.günler arasında ve umblikal arter kateteri veya periferik arter kateterizasyon yöntemi ile alınan numunelerden anında kan gazı bakılmış ve aynı anda da TcPO2 ve TcPCO2 ölçümleri yapılmıştır. Sınıflanan hastaların arteriyel kan gazı ile TcPO2 ve TcPCO2 sonuçları uyumlu bulunmuştur. Örneklerin ICC ve Bland-Altman istatistik yöntemi ile karşılaştırılması ile inotrop ilaç almayan bebeklerin dışındaki bütün gruplarda arteriyel kan gazı ile TcPO2 ve TcPCO2 sonuçları uyumlu bulunmuştur. Transkutan ölçümler esnasında literatürde de sözü edilen yan etkilerden cilt kızarıklığı dışında bir etkiye rastlanmamıştır. Sonuçlarımız literatürdeki çalışmalarla kıyaslandığında genel olarak prematüre ve term bebeklerde benzer sonuçlar elde edilmiştir. Ancak literatürde bizim bulgularımızdan farklı olarak hiperkapnik olan bebeklerde arteriyel kan gazı değerlerine göre transkutan ölçümlerde hem düşük hem de yüksek bulunabileceğine ilişkin yayınlar da bulunmaktadır. Literatürdeki çalışmalar genellikle prematüre ve ventilatördeki hastalarda yapılmıştır. Bizim hastalarımızda araştırdığımız perinatal risk faktörleri (intrauterin büyüme özellikleri, doğum şekli) bebeklerin aldığı tedaviler (inotroplar, ertirosit süspansiyonu, solunum desteği, fototerapi), geçirdiği hastalık (sepsis) açısından her iki teknik değerlendirilmiş ve sonuçların uyumuna da bakılmıştır. Bu çalışma Temmuz 2015- Temmuz 2016 tarihleri arasında Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesinde izlenen 20 ÇDDA, 22 DDA ve 30 NDA bebek üzerinde yapılmıştır. Sonuç olarak YYBÜ hastalarımızda transkutan ölçümler kan gazı bakma gereksinimi olan bebeklerde alternatif, noninvaziv ve güvenli bir seçenek olarak kullanılabilir.