Diabetik kadın hastaların alt üriner sistem semptomları, aşırı aktif mesane ve idrar kaçırma açısından değerlendirilmesi


Tezin Türü: Tıpta Uzmanlık

Tezin Yürütüldüğü Kurum: Gazi Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Türkiye

Tezin Onay Tarihi: 2014

Öğrenci: FATİH BIÇAKLIOĞLU

Danışman: AHMET BORA KÜPELİ

Özet:

DM gittikçe artan sıklığıyla Dünya daki ciddi sağlık problemlerinden birini oluşturmaktadır. Bilinen komplikasyonlarının yanı sıra diabetik mesane disfonksiyonu gibi alt üriner sistem komplikasyonları da hastaların özellikle yaşam kalitesini ciddi olarak etkileyen bir sağlık problemidir. Bu çalışmada da DM lu kadın hastalarda bugüne kadar üzerinde yeterince çalışılmayan bu komplikasyonu değerlendirmek, risk faktörlerini ortaya koymak ve uygun glisemik kontrol ile ilişkisini incelemeyi amaçladık. Çalışmaya 18 yaşın üzerinde, daha önce DM tanısı almış, başvuru sırasında gebelik şüphesi bulunmayan, idrar yolu enfeksiyonu olmayan 81 kadın hasta dahil edildi. Hastaların yaş, boy, kilo gibi demografik özelliklerinin yanında özgeçmişlerine, ürolojik sorgulamalarına, tam idrar tahlili, idrar kültürü, açlık kan şekeri, tokluk kan şekeri, HbA1c, kreatinin tahlilleri ve OAB-V8 (Over Active Bladder-V8), UDI-6 (Urinary Distress Inventory-6), IPSS (International Prostate Symptom Score), IIQ-7 (International Incontinance Questionare 7) sorgulama formlarına yer verildi. Hastaların yaş ortalaması 58,6 ± 11,8 (20-89) idi. Hastalar ortalama 10,96 ±7,99 (1-37) yıldır DM hastasıydı ve ortalama 47,60 ±13,11 (9-81) yaşında DM tanısı almıştı. Hastalarımızın 35 i (%43,2) DM a bağlı bir komplikasyona sahipken, 46 sında (%56,8) DM a bağlı olarak komplikasyon gelişmemiştir. Çalışmamızda DM lu hastaların 22 sinde HbA1c < 6,5 , 37 sinde HbA1c 6,5-9 ve 22 sinde HbA1c >9 idi ve HbA1c düzeyi ile sorgulama formlarımızın (OAB-V8, UDI-6, IPSS, IIQ-7) ortalama puanları arasındaki ilişki değerlendirildiğinde anlamlı bir ilişki görülmedi. Bu şikayetleri aynı şekilde AKŞ (120 nin üstü ve altı), TKŞ (140 ın üstü ve altı göre), yaş (60 yaş üstü ve altı) ve DM a bağlı komplikasyon (olan ve olmayan) açısından değerlendirdiğimizde istatistiksel olarak anlamlı fark bulamadık. Sonuç olarak diabetik mesane disfonksiyonu DM un sıkça görülen bir komplikasyonudur ve her ne kadar çalışmamızda bu komplikasyonun gelişimine etki eden ciddi bir risk faktörü bulamasak da genel olarak DM ta uygun glisemik kontrolün sağlanması hastalarda komplikasyonların gelişmesini muhtemelen geciktirmekte ve önlemektedir. Bu nedenle de DM lu hastalar kan şekeri ölçümü ve kan şekeri sonuçlarına göre DM bakımlarını ve günlük yaşamlarını düzenleme konusunda eğitilmeli ve izlenmelidir