Tezin Türü: Yüksek Lisans
Tezin Yürütüldüğü Kurum: Gazi Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Türkiye
Tezin Onay Tarihi: 2013
Tezin Dili: Türkçe
Öğrenci: Fatma Helvacıoğlu
Danışman: DENİZ ERDOĞAN
Açık Arşiv Koleksiyonu: AVESİS Açık Erişim Koleksiyonu
Özet:Erken gelişim sürecinde oksijen ve enerji dağılımına en duyarlı organ beyindir. Bu nedenle fötus ve yenidoğanda ortaya çıkan beyin anomalilerinin bilinen en belirgin nedeni gebelikte olaylanan hipoksidir. Diyabetli, kronik hipertansiyonlu, orak hücre anemili, astımlı ya da uyuşturucu madde bağımlısı olan annelerin bebekleri kronik hipoksi tehdidi altındadır. Böyle hastalıkları olan annelerin bebeklerinde intrauterin büyüme geriliği, doğum sonrası yaşamda epilepsi, beyin felçleri, öğrenme güçlüğü ve zeka geriliği ile motor işlevlerde yetersizlik dikkati çekmektedir. Hipoksi sonucu olaylanan işlevsel bozukluklar fötal ya da yeni doğan beyinlerinde önemli yapısal hasarların sonucudur. Çalışmamızda embriyonel dönemde oluşturulan hipobarik hipoksi modelinde beynin gelişiminde olaylanan dejeneratif değişiklerde postnatal Gingko biloba uygulamasının Western blotting, elektron mikroskobik ve immünohistokimyasal düzeyde etkilerinin incelenmesi amaçlanmıştır. Çalışmamızda hipobarik hipoksi, % 10 luk O2, % 90 N gaz karışımı kullanılarak hipoksik kamarada oluşturuldu. Vajinal plak oluşumu görülen sıçanlar gebeliğinin 0. gününde kabul edildi. Gebeliğin 5. gününde (E5) % 10 luk O2 gaz karışımı verilen hipoksik kamaralara konuldu ve hipoksi uygulaması gebeliğin 15. güne (E15) dek aralıksız sürdürüldü. Elde edilen erkek yavrulardan bir grubu yalnızca hipoksi uygulanan gruplar olarak belirlendi ve doğum sonrası 7., 14., 21. ve 28. günlerde beyin dokuları alındı. Bir grubuna ise doğumun gerçekleşmesi ile birlikte yavrulara her gün belirlenen saatte 100mg/kg Gingko Biloba ekstresi oral yolla uygulandı ve 7,14,21 ve 28 günlerde beyin dokuları alındı. Normal atmosfer basında yaşayan gebe sıçanlardan elde edilen erkek yavrulardan ise eş zamanlı kontrol grupları belirlendi ve toplam 12 deney grubu oluşturuldu. Elde edilen beyin dokuları, Western blotting, elektron mikroskop ve immünohistokimya için alışılagelen yöntemler uygulanarak incelemeye alındı. Değerlendirmelerimiz sonucunda, embriyonel dönemde uygulanan hipobarik hipoksinin frontal alanda ve hipokampüs deki nöronlarda stres proteinlerinden olan HSP ve Hif1α yı artırdığı belirlendi. MBP ile yaptığımız değerlendirmede ise, ak maddede immünreaktivitenin azalması hipokside azalan kas aktivitelerinin bir göstergesi olarak kabul edildi. Hipoksi ve Gingko biloba etkinliğinin birlikte değerlendirildiği deney gruplarında verilerimiz, HSP ve Hif1α protein ekspresyonunda belirli bir süre uygulamaya koşut olumlu etkilerin görülebileceğini düşündürdü. İnce yapı düzeyinde hipoksi gruplarında eş zamanlı kontrol gruplarına karşın nöron hücre gövdelerinde izlenen yapısal değişimlerde, Gingko biloba nın geri dönüştürücü etkisi baskın olarak izlenmedi. Bunun yanı sıra hipokampüsde nörogenezde düzenleyici rolü olduğu düşünülen Chordin ve noogin proteinlerinin Western blott analizlerinde; Chordin proteininin ekspresyonu hipoksi gruplarında eş zamanlı kontrol gruplarına göre azalırken, Gingko biloba uygulanan gruplarda yalnızca hipoksi uygulanan gruplara göre artış gösterdiği saptandı. Noggin proteinlerinin ekpressyonu hem hipoksi uygulanan gruplarda hem de hipoksi+ Gingko biloba uygulanan gruplarda kontrol grubuna göre azaldığı belirlendi. Antioksidan uygulamanın noggin ekspresyonunu belirgin olarak etkilemediği izlendi. Yapılan değerlendirmeler sonucunda süreye koşut stres proteinlerinin ekspresyonunun artması Gingko biloba nın uzun süreli kullanımında daha etkin olabileceği yargısını uyandırdı.