Tezin Türü: Doktora
Tezin Yürütüldüğü Kurum: Gazi Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Türkiye
Tezin Onay Tarihi: 2023
Tezin Dili: Türkçe
Öğrenci: Çiğdem EROL
Danışman: Resul Karakuş
Özet:
Ağır akut solunum yetmezliği sendromu korona virüs 2’nin neden olduğu, soğuk algınlığından ağır pnömoni tablolarına kadar geniş spektrumda hastalık yapabilen Koronavirüs hastalığı 2019, dünya çapında bugüne kadar 6,5 milyondan fazla insanın ölümüne yol açmıştır. Yakın dönemde yapılan çalışmalarda, ağır COVID 19 hastalarında bozulmuş Tip I interferon salınım defektleri ve Tip I interferonlara karşı otoantikor varlığı bildirilmektedir. Çalışmamızda, 345 COVID-19 tanılı hastada anti-tip I IFN-alfa otoantikor pozitifliği ve ağır hastalık gelişimi için diğer risk faktörleriyle ilişkisi araştırılmıştır. Tüm hastalarda otoantikor varlığı %12,5 iken, ağır COVID-19 pnömonisi gelişen 101 hastada %20.8 ve asemptomatik seyreden 115 hastada %6,1 bulunmuştur. Bu pozitiflik yaşla anlamlı dercede artarken (p=0,009) cinsiyetler arasında fark saptanmamıştır. Yetmiş yaş üzerinde otoantikor pozitifliği %19,7 bulunmuştur. Ek hastalıklar açısından yalnızca romatolojik hastalık varlığında otoantikor pozitifliği anlamlı derecede yüksek izlenmiştir (p=0,045). Ancak mortalite üzerinde anlamlı fark saptanmamıştır (0,157). Ağır hastalık ve mortalite varlığında otoantikor düzeyleri yüksek saptanmasına karşın bu farklar istatiksel olarak anlamlı değildir (p=0,313 ve p=0,131). Sonuç olarak bizim popülasyonumuzda otoantikor pozitifliğinin literatürle benzer oranlarda olduğu, otoantikor pozitifliğinin ağır hastalık gelişenlerde anlamlı derecede yüksek olduğu ancak mortalite üzerinde tek başına etkisi olmadığı saptanmıştır. Bu veriler ışığında hastalığın başlangıcında otoantikor pozitifliği saptanan bireylerin ağır hastalık gelişimi yönünden yakın takip edilmesi gerektiği düşünülmektedir.
Anahtar Kelimeler : COVID-19, İnterferon- alfa, Otoantikor, Ağır Hastalık