KOLOREKTAL KARSİNOMLARDA HIF-1 ALFA, CXCR4 VE CA9 İMMÜNHİSTOKİMYASAL BELİRTEÇLERİNİN PROGNOSTİK ÖNEMİ


Tezin Türü: Tıpta Uzmanlık

Tezin Yürütüldüğü Kurum: Gazi Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Türkiye

Tezin Onay Tarihi: 2010

Tezin Dili: Türkçe

Öğrenci: BURCU SAKA

Danışman: AYŞE DURSUN

Özet:

Kolorektal karsinomlar, dünyada ve ülkemizde sık görülen, her iki cins için de yüksek mortalite ve morbidite nedeni olan tümörlerdir. Günümüzde altın standart prognostik parametre TNM evrelemesidir. Ancak aynı evredeki hastaların farklı klinik gidis göstermeleri yeni prognostik parametreler arastırmayı gerekli kılmaktadır. Bu çalısmada, Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Patoloji Anabilim Dalı’nda tanı alan ve Onkoloji Anabilim Dalı’nda takipli, 186 kolorektal karsinoma ait rezeksiyon materyali incelenmistir. Amacımız, bu tümörlerde, immünhistokimyasal olarak HIF-1 , CXCR4 ve CA9 ekspresyonlarını belirlemek, bu ekspresyonların hastaların klinik özellikleri (yas, cinsiyet), tümörün yerlestigi barsak segmenti, tümör çapı, tümörün makroskopik büyüme paterni, histolojik tipi, tümör grade’i, anjiolenfatik invazyon varlıgı, TNM evresi, karaciger metastazı, takipte lokal nüks gelisimi ve hastaların sag kalımı ile iliskilerini inceleyerek, prognostik önemlerini arastırmaktır. Vakaların %94’ünde nükleer HIF-1 ekspresyonu, %89’unda sitoplazmik CXCR4 ekspresyonu ve %15,6’sında ise membranöz CA9 ekspresyonu görülmüstür. Her 3 belirtecin immünhistokimyasal ekspresyonu ile T, N, M kategorileri, anjiolenfatik invazyon, evre ve sag kalım gibi majör prognostik parametreler arasında istatistiksel olarak anlamlı iliski saptanmamıstır. CXCR4 ekspresyonunun grade 1-2 tümörlerde, grade 3 tümörlerden daha yüksek oldugu bulunmus (p<0,05), HIF-1 ve CA9 ekspresyonu ile tümör grade’i arasında iliski bulunmamıstır. Sonuç olarak, bu üç belirtecin prognostik öneminin sınırlı oldugu ve rol aldıkları biyokimyasal basamakların öngördügünün aksine kötü prognostik belirteç olmadıkları görülmüstür. Literatürdeki çeliskili sonuçların aydınlanması ve bu belirteçlerin tedavideki rollerinin belirlenebilmesi için, standardize teknik yöntemlerin kullanılacagı genis serilerde yapılacak arastırmalara ihtiyaç vardır.