Akademik Veri Yönetim Sistemi
Tezin Türü: Yüksek Lisans
Tezin Yürütüldüğü Kurum: Gazi Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Türkiye
Tezin Onay Tarihi: 2013
Tezin Dili: İngilizce
Öğrenci: Çağla Gizem Yalçın
Danışman: PAŞA TEVFİK CEPHE
Özet:Çalışmadaki birincil amaç Gazi Üniversitesi, Türkiye'deki Hazırlık Okulu öğrenci ve öğretmenlerinin dil öğrenimine yönelik inançlarının incelenmesiydi. İkinci amaç ise öğretmenlerin inanç ve uygulamalarının öğrenci inançları üzerinde bir etki oluşturup oluşturmayacağını araştırmaktı. Çalışmada 620 öğrenci ve 33 öğretim elemanı yer aldı. Öğrencilerin ve öğretmenlerin dil öğrenimine ilişkin inançları konusunda kapsamlı veriler toplamak için Dil Öğrenimi İnançları Envanteri (BALLI) (Horwitz, 1987), öğrenci görüşmesi ve öğretmen görüşmesi kullanıldı. Öğretmenlerle ve öğrencilerle yapılan görüşmeler, öğretmenlerin uygulamalarının inançlarıyla paralel olduğunu ve öğretmenlerin dil öğrenimine yönelik olarak farklı türde inançlar sergilediklerini gösterdi. Farklı inanç ve uygulamalar öğrenci inançları üzerinde aynı etkiyi bırakmayabileceği için öğretmen ve öğrenciler, öğretmenlerin dil öğrenimi inançları ve sınıf içi uygulamalarına göre üç gruba ayrıldı. Öğretmen ve öğrencilerin dil öğrenimine ilişkin inançları bu gruplar altında ele alındı. Verileri analiz etmek için betimleyici istatistikler ve içerik analizi kullanıldı. Bulgular, 5 ay boyunca İngilizce dersi aldıktan sonra, öğrencilerin inançlarında bazı anlamlı farklılıklar olduğunu gösterdi. Fakat, değişikliklerin anlamlılığı ve anlamlı farklılık içeren ifadeler her grupta önemli derecede farklıydı. Ayrıca, öğrencilerin son testteki inançları öğretmenlerinin inançlarıyla paralellik gösterdi. Çalışmanın bulguları bazı sonuçlara yönlendirdi: 1) Öğretmenlerin inanç ve uygulamalarının öğrenci inançları üzerinde etkisi vardı, 2) öğrenci inançları, zamanla, öğretmen inançlarına benzerlik gösterme eğilimindeydi ve 3) öğretmenler, öğrenci inançları üzerinde etki oluşturma konusunda etkiliydi. Ayrıca, çalışma inanç değişiminin mümkün olduğunu fakat dil öğrenimine yönelik inançlardaki köklü değişimin önemli miktarda zaman ve çaba gerektirdiğini gösterdi.